Sayfayı Yenileyerek ya da Başlığa Tıklayarak Arşivde Dolaşabilirsiniz

Tecelli/Tecelligah

Edindiğin Akıl, mutlaka bir Tecellidir. Maddi olsun Manevi olsun Tecelligahlar elbette sürecek. Aklım dediğin ise, Tecelligahlardan biridir. Ve dolayısıyla evet: İnsan, edinilen Aklın Tecelligahıdır. Çünkü nefsi nefsine bakabilir. Çünkü, Zat'ın Ruhundan üflediği Ruhtur. Tecelligahlar seni aldatmasın. Tecelli az veya çok olarak derecelidir. Az olursa küfür, çok olursa Aşk. Emri bilirsen, Takdir seni ebediyen hiç rahatsız etmez. Ve Tecellide asıl anlaman gereken: Kesintili ve Sürekli olduğudur. Aklın durmasına belki az çok şahit olmuşsundur. O'ndan aldığımız Tecellilerin hepsini nihayetde Alem Tecelligahından almaktayız. Alem ise Salavat getirdiğimiz o en büyük ve ilk Tecelligahın Nuruyla aydınlanır. Aydınlanır diyorum; çünkü Tecelli Aydınlık da olabilir, Karanlık da. İşte bütün bu Tecelligahların dayandığı O Zat'ın kendisinde herhangi bir Tecelligahı yoktur. Kendisi vardır. Sen Ruhunun Tecellisini görmektesin Ruhunda. Ruhun Tecelligahın değil. Ruh da Rabinin emrindendir. Tecelligah arama da Tecelliye bak da bil.