Sayfayı Yenileyerek ya da Başlığa Tıklayarak Arşivde Dolaşabilirsiniz

Allah'ın Zâtı ve Sıfatları ~ Sevgi

O, Sevgi'yi Sever, Kendi Sıfatıdır Sevgi, Sıfatlarını Sever. Zâtının Bilinmesini isteyince, Bütün bu Sıfatları Sebepler yoluyla Nispetlere bağlanmış, Hakk, Tecelli ettiği Suretinde Saklanmıştır. Ve bu Sıfatlar içinde Sevgi Sıfatının Zuhur edip de Sevilmemesi İmkansızdır, mümkün değildir. Fakat bu Sıfatın Nispet edildiği Sebep Bilinir "Kendisi" Bilinmez ise bu Zulüm olur ve "Zulüm" Sevilmez. İnsan'ın Zulümü, Kötülüğü "Sevmesi" İmkansızdır, yani o "İnsan" aslında Kötülüğü değil, Nispet ettiği Perde ardında yine Sevgi'yi Sever; Hakk'ı örter, İşini karıştırır ve Nefsine Düçar olur. Sıfatlar Sebeplere Nispetlere bağlanmasıyla -ki en büyük sebep ve nispet "İnsan"dır- iş karıştı ve "Bilinmeklik" de böylece gerekli oldu: Tahakkuk etti. Ve Hakk'ın Lütfu (Lutfeden Sıfatı ve Vehhab olması) Cihetinden bak ki Sevgi'nin Nispetlerinin, Sebeplerinin Sevilmesi de İmkan bulmuş ve Sevilmemesi de İmkansız olmuş oldu. "O", bütün Nispetlerin Nispeti, Sebeplerin Sebebi olması Hakikatince, eğer Kendi Bilinmez de İş karıştırılır ise, o zaman Nispetler Sebepler de Hükümsüz kalarak İş karışır, Hakk İsmi-Sıfatı Zuhur etmemiş olur, dediğimiz gibi Batıl Nispet Hüküm sahibi olur ki bu da Hakikatinde Celal'i demektir. Yahut Celal ve Cemal yönünden: "Bilinmeklik" de..