Sayfayı Yenileyerek ya da Başlığa Tıklayarak Arşivde Dolaşabilirsiniz

Hadisler ~ Hz Peygamber (sav)

Hz Peygamber'in (as) maddi manevi yüklenip kaldırdığı yükü Akıl Hayal ile Fikir ile tartamaz, Kıyas edemez. Sonra bilen bilir ki bize Miraç olan bazı bazı yaşadığımız Haller onun normal hali idi. Sen bi de O'nun Miraçlarını düşünüver ! İlmin kapısı Hz Ali Efendimizin (as) basitçe ve sadece dilde ifadeye getirdiği İlminin Nurları Akıl almazdır ki sen bi de Efendimizdeki dile getirilmemiş İlmi düşün. Hadis okumak çok büyük bir zevk çok büyük bir hazine ve nimettir, sahteydi değildi sen boşver, oku, sen onları zaten fıkıh için değil, başka bir hüsnü niyetle, başka bir sahih arzu ile okuyacaksın ! Sen O'nu görebilmek için oku ! O'nu seyredebilmek için oku ! Göreceksin, seyredeceksin.. doyamıyacaksın. Çok büyük bir Hayret duyacaksın. Gördükçe duyduğun Sevgi Huzur varlığından taşıcak. Hakikaten bir "İnsan" göreceksin ki benzeri gelmemiş gelmeyecek !...

" Biz Resulullah (sav) ile beraberken bize yağmur isabet etti. Efendimiz elbisesini açtı, bedenine yağmur isabet etti. "Bunu niye yaptınız?" diye sorduk. "O Rabbinden yeni geliyor" buyurdular. "

" Mescidi süpüren siyahî bir kadın (Ümmü Mihcen) vardı. Öldüğünde sahabe Peygamber Efendimiz'e haber verme ihtiyacı duymayarak namazını kılıp, defnetmişlerdi. Bir gün Rasûlullah (s.a.s.) onu görememiş ve kendisini sormuştu. Sahabe öldüğünü ve defnettiklerini söyleyince Rasûlullah (s.a.s.): "Bana haber vermeli değil miydiniz?" diye serzenişte bulundu ve kendisine onun kabrini göstermelerini istedi, gidip kabrinde cenaze namazını kıldı. "

" İnsanlar kıtlığa maruz kaldılar. Resulullah (sav) bir cuma günü hutbe verirken bir bedevi kalkıp: "Ey Allah`ın Resulü, malımız helak oldu, horantamız aç kaldı, bizim için Allah`a dua ediver!" dedi. Bunun üzerine Aleyhissalatu Vesselam ellerini kaldırdı. Biz gökte bir bulut göremiyorduk. Nefsim elinde olan Zat`a yemin olsun, daha ellerini geri çekmeden semada dağlar gibi bulutlar peydah oldu. Derken daha minberden inmemişti bile ki, sakalından yağmur damlaları dökülmeye başladı. O gün, ertesi güne kadar yağmur yağdı. Daha sonraki günde de yağdı, onu takib eden günde de yağdı, hatta müteakip cumaya kadar yağış devam etti. Öyle ki, o bedevi veya bir başkası kalkıp: "Ey Allah`ın Resulü, binalarımız yıkıldı, mallarımız suda boğuldu, bizim için Allah`a dua ediver (artık yağmur kesilsin)" dedi. Aleyhissalatu Vesselam ellerini kaldırıp: "Allahım etrafımıza yağdır, üzerimize olmasın!" diye dua ettiler. Eliyle bulutlara doğru hangi istikametteki buluta işaret etti ise, bulutlar orada açıldı. Bütün Medine buluttan temizlendi." Bir rivayette de de şöyle denmiştir: "Allahım, (yağmur) etrafımıza yağsın, üzerimize değil! Allahım,dağların ve tepelerin üzerine, vadilerin içine, ağaç biten yerlere olsun!" Hz. Enes der ki: "Bulut hemen çekildi, biz de çıkıp güneşte yürüdük." "

" Resulullah (sav) ufuk-ı semada bir bulut belirtisi gördü mü işi terkeder, namazda idiyse kısa keser ve şu duayı okurdu: "Allah`ım, bunun şerrinden sana sığınırım." yağmur başlarsa: "Allah`ım, bol yağmur, faydalı yağmur (ver)" derdi. "

" Ben Resulullah (sav)`ı ciddi bir şekilde, küçük dili görünecek derecede güldüğünü görmedim. O, sadece tebessüm ederdi. (Buhari`nin bir rivayetinde şu ziyade mevcuttur: "Resulullah (sav) bir bulut görecek olsa bu yüzünden bilinirdi. Ben (bir seferinde): "Ey Allah`ın Resulü, halk bir bulut görecek olsa, yağmur getirebilir ümidiyle sevinir, halbuki sen bir bulut gördüğünde üzüldüğünü yüzünden okuyorum, sebebi nedir?" diye sordum. Bana şu cevabı verdi: "Ey Aişe! Bunda bir azab bulunmadığı hususunda bana kim te`minat verebilir? Nitekim geçmişte bir kavm rüzgarla azaba uğratılmıştır. O kavim azabı gördükleri vakit "Bu gördüğümüz, bize yağmur getirecek bir buluttur" demişlerdi.) "

" Hz. Aişe (ra) Hz Peygamber (sav)'in kendisine şöyle söylediğini bildirmiştir: "Benden önce ölmüş olsan seni ben yıkardım." "

" Esma binti Umeys (ra)'ten naklen bildirilmiştir: "Hz Fatıma (ra) kendisini Hz. Ali (ra)'nin yıkamasını vasiyet etmiştir." "

1090 - Sa'd Ibnu Ebi Vakkas (radiyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam), ben yanında otururken, bir grub insana ihsanda bulundu. Ancak onlardan benim daha çok hoşlandığım birine hiçbir sey vermedi. Ben: "Falanca ile aranızda ne var (ona niye vermedin)? Allah'a kasem olsun, ben onu mu'min görüyorum!" dedim. Resulullah (aleyhissalatu vesselam): "Müslüman (görüyorum de!)" buyurdu. Sa'd (dayanamayıp) bu kanaatini üç kere soyledi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) da her seferinde aynı şekilde karşılıkta bulundu. Sonuncu sefer şunu ekledi: "Ben, nazarımda daha sevgili olana hiçbir şey vermezken, yüzü üstü ateşe düşeceğinden korktuğum insanı kurtarmak için ona ihsanda bulunurum (ihsanda bulunmam sevgime ölçü degildir)"

Kütüb-i Sitte

Buhari, Zekat 3, Iman 53; Muslim, Iman 236, (150), Ebu Davud, Sunnet 16, (4685); Nesai, Iman 7, (8,103,104).

 ...