Sayfayı Yenileyerek ya da Başlığa Tıklayarak Arşivde Dolaşabilirsiniz

İbn Arabi Hazretlerinden "Ehl-i Beyt" (as) Hakkında; "Nihai ve Asli Mana" ...

İbn Arabi Hazretlerinden "Ehl-i Beyt" (as) Hakkında; "Nihai ve Asli Mana" :

Sen ahlakınla ehl-i beyt'e denk olamazsın
Ehl-i beyt efendilerdir

Onlar bir insanı sevmezse hüsrandır onun sonu
Onları sevmek emin ol ki bir ibadettir ibadet

Muhyiddin İbn Arabi (ks)

"..Ebu Talib de Mekkelilere Tövbe suresini okumak üzere Hz. Peygamberin vekiliydi. Hz. Peygamber bu sureyi okumak üzere Hz. Ebu Bekir'i göndermiş, sonra görüşünden vazgeçerek şöyle demişti: 'Kuran'ı benden Ehl-i beytim'den birisi tebliğ etmelidir.' Bunun üzerine Hz. Ali'yi çağırtmış, onu görevlendirmiş, Hz. Ebu Bekir'e yetişmiş. Mekke'ye ulaştığında, Hz. Ebu Bekir insanlarla hac yaptırtmış, Hz. Ali de onlara Tevbe suresini tebliğ ederek Hz. Peygamber'i vekâleten insanlara okumuştu. Bu durum Hz. Ebu Bekir es-Sıddik'in halifeliğinin sahihliğine olduğu kadar aynı zamanda Hz. Ali'nin de mertebesinin üstünlüğüne delil teşkil eder.."

"..Ehl-i beyt'in değerini ve kadrini ancak Allah’ın onların işlerine muttali kıldığı insanlar bilebilir. Onu öğrenen ise hemen kendisine dayanır ve istinat eder. Ehl-i beyt en büyük dayanak ve kendisine yönelmede en güvenilir şeydir. Öyleyse sen de akıbet için onların sevgisine sarılmalısın. Hz.Peygamber bizden sadece ‘akrabaları hakkında mevedded, yani sürekli-sabit sevgiyi talep etmiştir.."

"..Bu ayet, Allah’ın Ehl-i Beyt'i 'Allah senin geçmiş ve gelecek günahını bağışlasın diye' ayetinde Hz. Peygambere ortak kıldığı anlamına gelir. Hangi kir ve pislik günahlardan daha kirli olabilir ki? Allah peygamberini bağışlamakla arındırmıştır. Bizce günah olan bir şey Hz. Peygamber’den meydana gelseydi, gerçekte değil görünüşte günah sayılabilirdi. Çünkü gerçek anlamıyla günah, ne Allah ne de bizim tarafımızdan Hz. Peygamber’e nispet edilmez. Ayette geçen şey (bizim anlayışımıza göre) günah olsaydı, onun hakkındaki hüküm peygamberin fiiline de eşlik eder ve şu ifade doğru olmazdı: ‘Sizden kiri giderdi ve sizi tertemiz
yaptı.’

Fatıma’nın oğulları olan şerifler ve Selman-ı Farisî gibi Kıyamet gününe kadar Ehl-i Beyt'ten olan kimseler, bu ayetteki bağışlanma hükmüne girer. Onlar, Allah’ın tahsisi ve inayeti olarak, Hz. Muhammed’in üstünlüğü ve Allah’ın kendisine olan inayetinin gereğiyle tertemizdir. Bu üstünlüğün hükmü, Ehl-i Beyt için ahiret hayatında ortaya çıkar. Çünkü onlar, bağışlanmış olarak diriltilecektir..."

"..Kendilerine muhtaç olduğun Ehl-i Beyt ve Hz. Peygamber karşısında -ki Allah sana onun vasıtasıyla doğruyu gösterir- bunun zıddı bir hareket yaptığını gördüğümüzde, peygamberinin ailesi hakkında böyle hareket ederken beni çok sevdiğin, benim haklarımı ve mertebemi titizlikle gözettiğini iddia ettiğin sevgine nasıl güvenebilirim? Allah'a yemin olsun ki: Bu yaptığın, sadece imanının eksikliğinden ve Allah'ın seni aldatmasından ve farkında olmadığın yönden seni saptırmasından kaynaklanır..."
 
Muhyiddin İbn Arabi (ks)