Materyalistlerin ve hepsinin dayandığı o büyük putperestlik vesvesesinin sen de oluşturacağı batıl ve zalim fakat mantıklı gelebilecek yani seni Allah’dan ayırabilecek öz fikirlerini toparlayacağım. Başka bir yerde de bu kadar net göremeyeceksin okuyamıyacaksın onun için dikkatli oku iyi öğren yoksa eğer bu vesveseye ilimsiz dalarsan mutlaka senin imanına zarar verecektir,bu da Allah’ın azabını celbeder. Çünkü Allah gerçekten kendisi ve yarattıkları hakkında asla bilinemeyeceği halde büyük konuşulmasını sevmez. Bu gibi konuşmaların olduğu alanlarda çok bulunursan öfkesinden sen de etkilenirsin. Onlar etkilenmez çünkü Allah onların azabını kendi aleyhlerine çeker yani asla haberdar etmez ki doğru yolu bulsunlarda o maddenin çekiminden kurtulabilsinler. Sen rahatsız olursun ki doğru yoldan ayrılmayasın. Allah bu gibi fikir sahibi olan insanları da doğru yola iletsin elbette fakat onlar gerçekten Allah’ı saymazlar. Saymazlar ki O’nu anlasınlar da sevdiklerini sevmediklerini görebilsinler. Yazıklar olsun onlara bilmedikleri halde bilmiş gibi büyüklük taslarlar. Şimdi bu fikirleri sıkıştırarak anlatacağım iyi oku.
Onlar Allah’a kesin olarak inanmadıkları halde yaratılan hakkında kendi kafalarınca konuştukları ahkam kestikleri için sen onların varlık hakkında ki bu fikirlerine bakınca sana sanki Allah’dan bahsediyorlar gibi gelir. Mesela herşeyin aslı Maddedir dediklerinde sen iman sahibi olduğun için hele bi de şefkatli ve akıllı ve az da ilim sahibi isen herşeyin aslının ve yaratıcısının Allah olduğunu bildiğin için bu Madde dediklerini sen Allah olarak algılarsın.
Halbu ki çok iyi bil ki onlar Allah’a inanmazlar ve gerçekten de tıpkı putperestler gibi o yaratılmışa yaratılana yani Maddeye bir hakimiyet yani farkında olmasalarda ilahlık verirler. Bir ilaha inanmazlar reddederler evet bilirsin. Sözleri tavırları hep bu yöndedir. Fakat söyledikleri yani o Maddeyi tek hakim görmeleri zavallılar anlamasalarda bir “ilah” kabul ettiklerini gösterir. Bu manada şu garip ateistler bile onlardan daha çok Allah’a kul olmaya hem yakın hem de layıktır.
Evet onlar bütün hakimiyeti Maddeye yüklerler yani bilmeselerde Maddeyi ilah sayarlar. Yani kendileriyle çelişmektedirler. Ateistlerin bir çoğuda özellikle de insani baskılar yüzünden Allah’ı tanıyamayan ateistler insanlardan gördükleri kabalıklar yüzünden Allah’ı inkar ederler. Yani askıya alırlar kendilerini. Ama ateistlerin içinde de tıpkı bu materyalistler maddeye tapanlar gibi ilah kabul etmeyenler vardır. Fakat işte bu kadar mantık yoksunu ve sapıtmışlardır ki Allah’dan yani tek ilahtan kaçarken farkında olmadan kendilerine Madde dedikleri başka bir ilah yaratırlar ve hayatlarını o hayali ilaha kul olarak geçirirler. Bu zavalılık onlara en güzel derstir Allah’dan gelen. Halbu ki azcık dürüst olsalardı da Allah’ın kafalarında ki gibi bir tepeden bakan insanları aşağılayan bir ilah ve tanrı olmadığını görebilselerdi. Sen düşün ki Allah insana kendi ruhundan üflemiştir ve halifesi kılmıştır. Halife kılması bile yine bir başkasına veya kendisine zorbalık yapması için değil sadece kendi ruhunun kimden olduğunun farkına varması içindir. Böyle büyük bir değeri farketmesi içindir.
“Ben gizli bir hazine idim bilinmeyi murad ettim ve insanı muhabbetle bana kulluk etmesi için yarattım”
Mealen kudsi hadis
Bak kulluğu onlar aynı ilah anlayışları gibi uygunsuz aslında olmadığı gibi görmektedirler. Muhabbeti aşkı farkedememektedirler. Ne ilah anladıkları gibi onları aşağılayan bir mana içerir ne de kulluk onların aşağılandıklarını zannettikleri gibi bir mana içerir. Hiç oralı olmazlar ki tüm bu manaları anlayabilsinler okuyabilsinler. Dinin adını dahi aşağılık sayarlar ki nasıl dinin insana bildirdiği bu öz bilgileri gerçekleri haber alabilsinler de kendilerini hayvanlardan ayırabilsinler. Aynen büyüklerindikleri ve bir çok şeyi aşağıladıkları gibi aslında kendileri aşağılanmaktadırlar. Bu gerçekten layık oldukları bir durumdur. Asla onlara böyle büyüklendikleri hallerde bir şefkat gösterme çünkü kendilerini hayvanlardan ayrı tutmadıkları için senin o bildiğin yakın olduğun maneviyatı da anlayamazlar ve tıpkı bir vahşi hayvan gibi seni manen öldürürler ve bu umurlarında olmaz. Çünkü onlara göre herşey zaten hayvanlarda olduğu gibi doğaldır ve bir sorumlulukları yoktur. Allah onlara sorumluluklarını bildirsin insanın hakikatleriyle hayvanın hakikatlerinin bir olmadığını göstersin. Bil ki bi insan Allah’a inanmıyorsa maddeye inanır.Maddeye inanması demek sadece zevklere tapınması demektir.Çünkü maneviyatı elde etmek zordur ama madde olan vücudunu kolayca kullanarak her türlü maddeden kendini tatmin etmek kolaydır. Zaten bu yüzden maddeye taparlar.Hiç bir maneviyatı alamaz çünkü kabul etmezler.Mesela cinselliği yüceltirler çünkü en kolay tatmin ve mutlu olma yoludur.Hem kendi maddiyatlarından hem de dünyanın maddiyatından beslenirler.Paraya tapar cinsel organına tapar vesaire.Hep bunlar maddedir.İşin kolayını bulduğunu zanneder.Hatta bu yolu insanlığın özü zanneder.
Evet ilah kabul etmedikleri halde Maddeyi ilah sayarlar yani “tek hakim”. Mesela aklın Maddeden çıktığını söylerler. Yani yüce dinimizdeki gibi önce akıl yaratılmış değildir onlara göre. Bak burda söyledikleri batıllığı iyi gör hem herşey Maddedir derler hem de aklı sanki kendileri öyle görmüyorlarmış gibi ayırarak ayrı bir anlamda değerlendirirler. Kendi söyledikleri herşeyin Madde olduğudur. Birbirinden farklı olduğu bariz olan iki şey nasıl olurda tümüyle Madde adıyla zikredilebilir? Madde demelerinin manası aslında anladıkları gibi Madde demek değildi yani bak akılsızlıkları ve vesveseleri iyi gör.
Sonraki dönemlerde bilim ilerledikçe bu sefer Madde yerine Enerji ismini kullanarak bu akılsızlıklarını sürdürmüşler bu sefer de herşey Enerjidir demişlerdir. Zaten zamanında da yine putlara yani Maddeye tapıyorlardı. Sonra varlıkta azcık birşeyler görmeye başladıklarında enerji kaybolmuyor dönüşüyor ve herşey enerjiden enerjiye olmak suretiyle var oluyor diyerek yine varlığa Allah ve yarattığından başka bir açıklama getirmeye çalıştılar. Bu sefer kullandıkları Madde ismini değiştirmişler ve Enerji diyerek güya daha bilimsel olmuşlar. Halbu ki Enerji dedikleri de tam olarak idda ettikleri gibi VARLIĞI açıklamaya her yönden yetmez. Nasıl ki akıl Madde ismi altına girecek bir kavram değilse aynı şekilde Enerji de varlığı tümden kavrayabilecek bir isim değildir. Çünkü mesela kömür bir Madde olduğu kadar aynı zamanda Enerjidirde. Ve tüm bu isimlerden ayrı olarak bütün bu varlıkların kendilerine ait özellikleri de var. E o halde nasıl Madde ya da Enerji yok olmaz veya herşey enerjidir denebiliyor? Mesela benim geçen hafta yediğim Madde olan elma bu hafta yediğimden farklı. O geçen hafta yediğim elma yok olmadı mı? Aynı elmayı mı yedim? Hayır.
Bak gör kullandıkları isimler nasıl varlığı açıklamada yetersiz kalıyor ama sanki yeterliymiş gibi büyüklük taslıyorlar ve herşey açık diyorlar. Peki soruyoruz şimdi onlara enerji enerjiye dönüşüyorsa herşey enerjiyse ve yok olmuyorsa ezeliyse geçen hafta yediğim o elma nerede? Demek ki bak varlığın tümüne Madde demeleri herşeyin aslının Madde olduğunu söylemeleri asla yeterli değildir ve bu Allah’ı saymaz tavırlarıyla O’nun yerine koymaya çabaladıkları şeyler hakkında da yeterli bilgi sahibi değiller. Eğer hadi diyelim herşey enerjiyse hani herşey enerji ya ve enerji kaybolmuyor ya o geçen hafta yediğim tek olan elma ve enerjisi nerede a ahmaklar? Kullandıkları manalar asla Varlığı açıklamaya yetmiyor iyi gör. Ki nasıl olur da bunlar Allah’dan bahsediyor olabilirler düşün. Ve nasıl O’nun yarattığı Maddeyi ve Enerjiyi sanki O yokmuş gibi tamamen hakim olarak görebilirler.
Daha o işin aslı olarak kabul ettikleri Madde ve Enerji isimlerinin varlığı açıklamakda yeterli olmadığını göremiyorlar! Körler! Ama bak öyle olmasına rağmen büyüklenerek yani kibirleriyle büyülenerek nasıl da çok biliyormuş gibi “TÜM VARLIĞA” değişik değişik ama tek-bütün-kavrayıcı isimler takıyorlar “VARLIK”ın özünü açıklanmış çözülmüş gibi göstermeye çalışıyorlar .
Daha bu gibi iftiralarının o kadar çok saçma batıl yönleri vardır ki inan o kadar saçmalamışlardır ki 100 cild kitap yazılsa yine tam temizlenemez. Şeytanı iyi gör. Alah’a kul olmayı kabul etmeyenler işte böyle şeytanlarına nefslerine ve değişik türlü türlü ilah olmayan uydurdukları tanrılarına kul olurlar. Ömürlerini o uydurdukları ilahların hükmünde heba ederler. Bir de güya dinsiz ateist tanrıtanımaz insanlardır. İlahi! Tüm varlığa o taptıkları uydurdukları tanrılarıyla ilahlarıyla anlam vermeye çalışırlar ama hayatı anlamlandırma klavuzu olan “DİN” kavramını kabul etmezler.Bütün bu cahilce anlam verme çalışmaları tamamen kendi dinleri haline gelmiştir ibadet eder dururlar ama din kavramını reddederler...
Beni huzursuz sanma. Asıl huzur böyle uyduruk tanrılar ilahlar terkedildiğinde gerçekten yıkıldığında bulunur.Ve Allah öyle bir ilahdır ki asla bunların yetersiz hayali tanrıları gibi varlığı açıklamada yetersiz kalmaz.Bizzat kendisi zaten bunların tümünü yaratmaktadır. Eller ayaklar akıllar O’nun yararttıklarıdır nasıl olurda Allah’a kul olunmaz? O nasıl olurda hayaller dışında bir yolla reddedilebilir. O’nu reddetmek aslında O’nun onların amellerini reddetmesidir iyi gör. Allah herşeye kadirdir. Bak şunların haline sapıtmaları Allah’ı görememeleri nasıl da mucize gibi. Mümkün mü ki gerçek bir cesaretle elinde hiç bir yeterli delil olmadığı halde O bildirilen Allah’ı inkar etmek. O’na kulluğu reddeden bak nasıl da akıllı olduğunu iddia ettiği halde en akılsız oluyor.
Allah tek gerçek ilahtır. İlahlar zaten yoktur tek ilah O’dur. Zaten ilah kavramının manası tek olmasını gerektirir eğer bir şey tek değilse zaten yaratılmıştır. Benzersiz olandan elbette ki benzersiz işler çıkar. Çünkü tektir. O halde nasıl olurda biz o bildirilen merhametliler merhametlisi Allah’ı inkar edelim ve böyle bunlar gibi kendinden habersiz saçma saçma türlü türlü ilahlara tapalım?
Allah seni zavallı yaratmadı kendi ruhundan üfledi düşün. Ve sana duayı verdi senden kendisiyle ilişki ve muhabbet istedi. Elini kolunu tüm maddeyi ve enerjiyi o yaratmaktadır. Seni O’ndan başka hiç bir varlık tam olarak bilemez
“Allah sinelerin özündekini bilir”
Mealen ayet
Sana bu varlığı tüm yönleriyle yeterli olarak sadece o anlatabilir bak gördün Allah’a kul olmayanların halini. Nasıl da uydurduklarını sanki ilahlarmış gibi yüceltiyorlar.
O’ndan kork çünkü O’ndan korkmazsan O’nu tek hakim olarak göremezsin O’senin biricik ilahındır. O’nun sana olan üstünlüğünü bildirmesi seni aşağılaması demek değil bilakis yüceltmesidir.
“..Dağların da üstündeki yüce zirvelere olan teceliyat-ı ilâhiyeye bir bak!.
Bil ki!..
O görenlerin, daima nazarları o zirvelerdeki tecelliyata olur.
Alçalmada yücelik olmasaydı, yüzlerimiz, görüneni gözler ile aramakla alçalmazdı...
İşte bundan dolayı Allah bize, secde etmemizi emr etti...“
İbn-i arabi hazretleri
Çünkü gerçekten tek olan ilahı görmez O’ndan çekinmezsen O senin için ilah olmaz herhangi bir varlık gibi olur. O zamanda işte bunlar gibi O’nu göremezsin. Ve sana herhangi bir üstünlüğü olduğunu gördüğün ama O’nun kontrolünde olan yine O’nun yarattığı bir başka varlıktan korkarsın. Çünkü aciziz. Herşeyden korkabilir insan. Allah’dan gönül hoşluğuyla ve saygıyla kork ki başka hiç bir şeyden korkun olmasın. O şeylerden kurtulabilesin. O’ndan korkmak zaten bildiğin gibi aşağılık bir korkuya benzemez. Bil ki insan en çok sevdiğini kaybetmekten korkar. Eğer sen Allah’ı başka uyduruk hayali ilahlardan ve yaratılmışlardan ayrı üstün tutmazsan O’nun ilahlık hakikatini görmezsen tıpkı bunlar gibi hiç bir şeyin hakkını veremez hale gelirsin. Ki bütün iyilikler Allahtandır,övgü yalnızca O’na mahsustur. Sana nasib ettiği yaşattıığı iyilikte O’nundur,sana yaşatmadığı sadece kendisinin yaratmakta olduğu nice iyiliklerde O’nundur. Gün batımını,gün doğuşunu ve şu yıldızları düşün ve bu muhteşem şeylerin yaratıcısının bir de cennetini hayal et nasıl olacak. Allah sonsuz cömertlik sahibidir...
Annen ile seni ezse ruhu duymayacak bir fil hiç aynı olur mu?:) E nasıl olur da o zaman darvinistlerin dediği gibi insanın özü hayvan olur. Hadi diyelim hayvan demiyorlar peki örneği adem, insan, peygamber değil de maymunlar hayvanlar ve tesadüfler olanın hali nasıl olur? Düşün tüm insanlar kardeştir mi güzeldir tüm insanlar hayvandır mı? Eğer şu hayat tesadüfen olduysa nasıl oluyor da güneş veya vücudumuz her gün hiç bir tesadüfe uğramadan düzenli çalışıyor? Bu büyük bilinç nasıl olur da o kendisinde hiç bir akıl olmayan Maddede olur?Öyle ya akıl maddeden çıktı diyorlar. Sen bunlardan uzak dur tamamen saçmalamaktadırlar.Yani inanılmaz saçmalamaktadırlar. Allah onları doğru yola iletsin. Ki görürsün yaşları ilerledikçe nefslerini hatırlarlar ve dinin kıymetini görmeye başlarlar. Keşke o kadar geç öğrenmeselerdi de şu hayatta erdemlice akıllıca özlerini vücudlarını akıllarını koruyarak güzelce yaşasalardı.
Hûd ; 3:”Ve Rabbiniz.den mağfiret dileyesiniz, sonra O’na tevbe edesiniz ki, sizi belirtilmiş bir süreye kadar güzelce yaşatsın ve her lütuf sahibine lütfetsin. Ve eğer yüz çevirirseniz, ben sizin için büyük bir günün azabından korkarım.”
İnsan aziz bir varlıktır. Eğer bu azizliğini ve Allah’ın halifesi olduğunu unutursa Alah’dan korkmaz sevmez yani saygı duymazsa işte o zaman asıl hayvan olur. Hatta hayvandan daha aşağı olur çünkü kendisi insanken öyle olmuştur. Neden böyle oldukalrını da iyi gör. Çünkü bu insani değerleri koruyan “DİN”den başka yeterli güçlü hiç bir sistem yoktur. Bu DİNi Allah’ın göndermiş olduğunun kanıtı değildirde nedir? Kuran gibi bir kitap asla yoktur ve gerçekten yapamadılarda. Düşünsene bu akılsızlar insanı hayvandan ayıramıyorlar bunların gösterdiği yoldan ne hayır gelebilir? Bana namaz kıldığı halde kötülük eden insanları örnek vererek DİN hakikatini göremediğini söyleme. Eğer öyle olsaydı domuzun eti değil kendisi haram olurdu. Allah’a kul ol. Hem zaten Allah senin zannettiğinden daha yakındır ama O’nu hiç bir kavram ne Madde ne Enerji tam olarak ifade edemez. O’ nu ancak yine kendisi anlatabilir. O’nun tek ismi Allah’dır. Ezeli olarak hissettikleri ama göremedikleri ispat istedikleri içn Madde enerji falan filan diyerek zavalılıklarını sergiledikleri O varlığın aslı ve ismi başka değil “Allah”tır. Ama onların görebildikleri sadece Madde ve Enerjidir. Ve koydukları isimlerin hiç birisi ne mana olarak ne isim olarak O’nu anlatmaya yetmez. Zaten bu onların işi de değildir.
Allah hiç bir şeye benzemez. Varlığı isterse enerjiyle açığa çıkarır isterse zatıyla açığa çıkarır. Zatı ve yarattığının ayrı olması senin ruhun ve bedenin misalidir. O’nun yarattığı O’ndan bağlantısız olarak yine O’nda çıkan senin bedenin ve görünen görünmeyen tüm varlıktır. Yarattığı şey yine O’nun yaratmış olduğu varlıkta ne kadar yer kaplıyor görünse de O’nun zatında herhangi bir yer kaplamaz.Yani zatının görünmez olması elektrik gibi değildir gerçekten hiç bir şekilde görünmez ve mevcuttur. Hiç bir şekilde vücudu olmayan tek Varlıktır.(kalp gözüyle gerçekten görünmesi dışında ki görmenin asıl manası zaten odur çünkü madde görmez! Yani gözün görmez sen görürsün. Dışarda bir göz düşün görebilir mi? Onların bilmediği için reddettiği ruhun varlığının ispatı da budur. Gözün görmez! Abarttıkları gibi Madde ya da Enerji asıl olsaydı vücudunun diğer parçalarıda görürdü sadece gözün değil! Demek ki Madde ya da Enerjinin abarttıkları gibi bir iradesi yok eğer bir hikmetli bilinç olmazsa Madde kör bir Madedir! Asıl olan O’nun hikmeti ve uyguladığı bir iradesi var O’Nu görmek istemiyorlar. Asıl gören O’dur. Hani nerde o herşeyin aslı olan Maddenin ilahlığı ve hikmeti? O herşeye kadirdir dilerse bütün vücudun görmesi de mümkündür birazdan anlatıcam, fakat onlar Madde-Enerji bunu yapıyor diyorlar hani nerde Madde ve enerji olan kolumun görmesi? Bu eller nasıl oldu da kollara uygun oldu? Bu hikmet nasıl olur Maddede Enerjide olur a yavrum!? Hiç mi insafınız yok? Allah’dan haberleri yok zavallıların Maddeyi öyle olmadığı halde ilah gibi yüceltiyorlar. Hemen arkasında ki o yüce Allah’ı göremiyorlar. Düşünsene bir yapboz bile tesadüfen birleşemez hani nerde o ilahlaştırdıkları Maddenin ve Enerjinin kudreti nerde, tesadüfün kudreti nerede? Ki bu pazılın birleşmesi için gerekli olan parçaların nasıl var olduğuna girmiyorum. İşte burda Maddeye ezeli diyorlar ilahi! Bunca ayrıntılı işi düşünmeyen ve bu varlığın Madde ve Enerji olarak tesadüfen bir araya geldiğine inanacak olan nasıl olurda tutar ezeli olan Allah’ı inanılmaz görür ve Maddeye ezeli diye iman eder? Bu adam nasıl bilim adamı olur? Nasıl saptırıldıklarını gör! Allah’a kul olmayı aşağılanma olarak gören işte böyle saçma bir işe inanır ve kendi düşüncelerine kul köle olur! Ve düşün o ilahlar onu Allah’tan uzaklaştırır saçma işlerle hayatını mahvederler. Elinde sadece böyle saçma bir sebepler zinciri ve sonucu olan bir insan nasıl olurda Allah’ı inkar edebilir! Allah’ın gerçekten vücudu yok sana daha nasıl kendini gösterecek! ispat edecek? O hikmet sahibidir. Bunlar ise hikmeti bile göremiyorlar. Çünkü akılları Maddeye yani O’nun yararttıklarına takımış kalmış, doymuyorlar.Başlarını yemekten kaldırıp sofranın sahibine bakamıyorlar o yiyecekleri O’ndan üstün tutuyorlar bir de bu sofranın sahibi nerde diye soruyorlar. Senin inkarının göbeği O’nu görmene engel! Şişmiş şişmiş patlayacak öleceksin! Allah ile doy... İşte bunların durumları bu. Asla dedikleri hiç bir şey mantıklı ve bilimsel değil. Allah’ın ezeli olduğuna inanmazlar da bilmediği ispatlayamadığı halde bu tercihi yaparak (kaçacağı yer kalmaz çünkü) Maddenin ezeli olduğuna inanır! Maddeyi ilah edinir! Sorarsın e bu bilinç nedir diye nasıl böyle düzenli ve güzel herşey? Tesadüf derler. Sorarsın e nasıl bugün burda tesadüf olmuyor? Hem dersin başında bu halinin nasıl olacağı belli olmasaydı nasıl bugünlere geldi bu Madde? Dersin başı nasıl tesadüf yani sonu tesadüf değil? Hemen kavram kaydırma ilahına sığınır zavallıcık “tesadüf ama bu zaten”der. E hani kaos o zaman a ahmak?
Güya bilimden ispattan bahsederler! Yuh onlara nan :) Gördükleri bu işlerden daha büyük ispat mı olur! Allah işte zamandan münezzeh, evvel, ahir, madde, enerji ve Zatıyla ve yarattığıyla karşılarında duruyor!
“İlim bir nokta idi cahiller onu çoğalttı”
Hz Ali’ye selam olsun
O İsterse herhangi bir yarattığında gözle görünür hale gelebilir. Ama bunu devamlı olarak yapmadığı için! o göründüğü yaratık (yarattığı O’ndan çıkan herhangi bir şey) sadece o sürelik tecellisine bir vasıta olur suret olur başka bi ilah olmaz. Bu sıfatlarıyla olduğu gibi Zati de olabilir. Zat tecellisi küçük bir alanda olabileceği gibi alemlere sığmaz şekilde de olabilir çünkü Allah mekanlı değildir (Eğer O görürse yani zat tecellisi dışarda değil içerde senden yine O’na olursa heryerin görebilir çünkü O’nun gözü yine kendisidir-yani sen göze bağlı görürsün O’nun hiç bir şeye ihtiyacı yoktur-vücuda ihtiyacı yoktur-eğer bu derece bir Zat tecellisi olursa(ki bu dünyada pek mümkün değil) bütün vücudun göz olabilir) Bir de unutma ki Allah sana göre her yerdedir hareket etmez. Mekanın mekanı O’dur. Fakat sen O’nu farkedesin diye sana bir şeyden tecelli eder. Çünkü insan O’nun tekliğini tam olarak göremez. Sıfat tecellisi ise senin uzağında olan sevdiğin bir kişiye onu sevdiğini söz ya da harekete sokmadan mana olarak bildirebilmen gibi olur. Zatı ise sana’da üflemiş olduğu ruhdur. Tümüyle su içinde su olduğunu bilen bir su gibiyiz...vücudun yani madde (yani yarattığı) de tıpkı su içinde suyu çevreleyen buz gibidir...Yani yaratması O’ndan uzak değildir suyun buza dönüşmesi gibidir.. Beynin ve düşüncelerin arasında ki fark da buna misal olabilir.Eğer düşüncelerin sadece düşünürken madde gibi sana etki etse O’nun varlığını tanıman anlaman daha kolay olurdu. Ruhunu ise yaratmadı sadece üfledi. Yani bak nefes al nefesin kendi kendine değmez.
Eğer sana ruhundan üflemeyip sadece onların dediği gibi yarattığı bir madde ya da enerji olsaydın ancak şu bilgisayar kadar kendini ve diğer yarattıklarını bilebilirdin. Halbu ki sen bir taş gibi değilsin ve taştan daha çok şey yaşıyorsun daha çok etki görüyorsun.
Şimdi bi ayetle tekrar başa dönmek istiyorum.
Allah yerlere ve göklere isteyerek veya istemeyek geliniz buyurdu. Onlar “isteyerek geldik” dediler
Burda cansız şeylerin canlı olması onların iddia ettikleri putperestlik ve herşeyin Madde oluşu gibi değildir çünkü Maddeye kendisinde olmayan bir yaratıcılık vermez ve bizim ki gibi bir bilinç de yüklemez. Sadece o cansız şeylerinde tek bir hakim tarafından irade edildiğini gösterir. Bu gibi şeylere dikkat et. Mesela bir kadın nasıl doğuracağını bilmez kendisini bu yaratılışın içinde bulur.
Onlar tamamen Maddenin yaratıcı olduğunu iddia ettiler ve dediğim gibi sapıttılar. Hem mucizelere inanmazlar hem de bu kadar saçma bir iddiayı son derece uygun görürler. Bilmedikleri halde Madde ezeli derler. Halbu ki tüm madde ve enerji sadece tek bir bilinç üzere hareket ederler kendi başlarına bir sonuç meydana getiremezler. Yani yine Allah ilahtır yarattıklarının herhangi bir şekilde canlı olması onları hakim yapmaz. Hepsi işte O tek hakim tarafından irade edilirler. Eğer Madede bir ilahlık iradesi olsa dediğim gibi tek bir madde yoktur farklı farklıdır o halde tıpkı insanlarda ki gibi farklı farklı iradelerin olması yani karışıklığın olması icab ederdi fakat bakıyoruz ki her Madde kendisine emredildiği tek bir doğrultuda o emirle hareket ediyor yani tek bir iradeci var ki böyle tek bir yönde hareket edebiliyor tüm madde. İnsan ise O’nun ruhundan bir ruh olduğu için iradesi farklı ve karışıklık meydana getirebiliyor. Yani Allah nasıl istediğini istediği gibi Maddeleri tek bir bilinçle farklı yönlendiriyorsa insan da sınırlı olmak şartıyla (çünkü herşeyi Allah irade eder gördüğün gibi ve bu başka bir varlığın robot olmasını gerektirmez Allah örneksiz yaratandır ve bu yaratmasınında örneği yoktur) cüzzi iradesiyle o yaratıkları irade edebilir. Ama o asıl tek iradeden bilinçten yani Allah’ın iradesinden hiç bir yaratılmış çıkmaz eğer çıkmış olsa hayat olamaz. Mesela güneş bir gün doğar bi gün doğmaz,bu hayatın olamaması demek olur.
Demek ki Madde islamda olduğu gibi canlı olsa da Allah’ın yaratığıdır kendi bilinciyle hareket edemez ilah olamaz.İnsan ise O’nun ruhundan olmasına rağmen yine ilah olamaz çünkü sınırlıdır ve başlangıcı vardır (Burda aslında madde ezeli derken Allah’ı hissettiklerini tekrar belirtmek isterim.Allah kalben hiisedilebilir fakat vahiy olmadan tam olarak tanınamaz) var olmak için yaşamak için tıpkı Madde gibi O bilince ve iradeye muhtaçtır. Hiç bir şeye muhtaç olmayan sadece Allahtır.
O bilinç insanın özünde olduğu gibi Allah sonradan dinlerle de o bilinci her zaman her vakit geliştirmeye devam eder.Tek tek bütün insanlara bütün zamanlarda her an anlatır tecrübe ettirir. Mesela bir yamyam kabilenin başka bir kabileyi yemesi kendi kabilesinden kimseyi yememesi onlarda bir bilincin olduğunu gösterir. Yani Allah iradesini özlerine koymuştur emretmiştir ki böyle kendilerini yiyip bitirmeyecek bir bilince sahipler. İşte herkese öz olarak böylece bir çok emrini bildirmiştir. Kendileri bir toteme taparsa bu Allah iradesini anlayabildikleri fakat O iradeyi yanlış tanıdıklarını gösterir. Fakat Allah bu aşamada da onları bilgisiz bırakmaz ve mutlaka tıpkı kendi özlerinde kuralları bildirdiği gibi dış alemde de o iradeyi içlerinden bir elçi seçip vahyiyle onlara bildirir.O elçi onlara toteme değil bilemeseler görmeselerde yine özlerinde ki bilgilerle bu elleriyle yaptıklarının tanrı olmadığını söyler çünkü zaten o totemin ilah olmadıını kendileri yaptıkları için bilirler ama aşamazlar. Çünkü Allah’ı göremedikleri için illa bir gördükleri şeye ihtiyaç duyarlar. İşte o elçi gerçekten vahiy alıyorsa Allah’ı onlara bildirir ki böyle olmuştur. Dışardan bilinmese de zaten o insanlar mutlaka o totemin ilah olmadığını özlerinden bilirler. Bunlar olduğu kadar Allah’ın bildirdiği kadar ve sınavlarının sonucu kadar Allah’ı bilirler ki bilmediklerinden yükümlü tutulmazlar.Ki bu örnek muhaldir. Bizim bilmediğimiz şekilde her kabileye mutlaka bir peygamber gönderilmiştir, bu kuranda bize bildirilmiştir. O kabile bunu kabul eder veya etmez veya cahil kalır bunlar hep Allah’ın bileceği işlerdir. Ama eğer Allah o elçiyi tam yetkili olarak tüm insanlığa gönderirse ki peygamber efendimiz s.a.v böyledir işte o zaman o insanlar putperestlik ve ilahlık hakkında tam bilgilendirilirler ve yalnızca gerçekten zat olarak Allah’a ibadete çağırılırlar.Tüm ayrıntılar anlatılır ve peygamber aracılığıyla günlük hayatta yaşattırılır, bildirilir. Burda işte tebliğ edilenlerin sorumlulukları vardır çünkü yamyam değillerdir.(Her insan yamyam olsa da üstündür fakat her insan bir diğerinden daha üstündür ki bu haksızlık değil bir lütuftur. İnsan ancak hased sahibi olursa bu ona batar.Yoksa bu lütuflar başkasına haksızlık olmaz. Öz aynıdır.) Ve tüm insanlığın bütün öz bilgilerini bilen bir peygamber geldiği için artık ilahi tüm bilgiler bildirilmiştir. Bu başta anlattığım maddeci darvinist filan cahiller ise hala yamyam kabileleri gibi ya toteme tapmaktadırlar ya da tamamen yetersiz fikirlerle zırvalayıp boylarından büyük konuşmaktadırlar.
İslam demek Allah’a teslim olmak demektir ve asıl din budur. Müslümanlık,hristiyanlık,yahudilik ve ilk olarak hanif dini islamın şubeleridir. İslam olan bir insan Allah’a ibadet eder ki bu ibadetin aslının namaz olduğu çok açıktır.Secde etmek cahil kabile dinlerinde ve putperestlikte bile varken namazdan başka bir şekli asıl kabul etmek mantıklı olmaz. Dinler arasında ayrılık ancak peygamber inkar edilirse vardır.Müslümanlar tüm peygamberlere inanırlar fakat hristiyanların ve yahudilerin içinde Hz Muhammed efendimize s.a.v inanmayanlar vardır zaten sorunda burdadır. Halbu ki efendimizin de peygamber olduğu çok çok açıktır. Efendimizi inkar eden henüz peygamberlikten haber almamış olmalıdır kendi zamanının dininin peygamberini dahi tanıyamamış demektir.Dinler zamanla gönderilmiştir yoksa aralarında bir başka şekilde zıtlık yoktur. Yani o zamanın koşulları değiştiyse eski dönemde gönderilmiş bir din illa ki batın olarak yükümlülerine zorluk çıkaracaktır. Müslümanlık ise her açıdan zamana uygun fakat zaman müslümanlığa uygun olmayabilir ki bu da ahir zaman olarak dinde haber verildiği için yine zamana uygun bilgilerdir.
Ademden bu yana Allah yani “ilah” bilinmektedir“din” olarak. O yamyam kabileler toteme tapıyorlar görünse de aslında ilaha tapmakta oldukları için sanki bir başka din ve ilah varmış gibi görülür. Halbu ki sadece cahil oldukları ve Allah’ı tam olarak bilmedikleri için öyleydiler. Ve Allah o zamanda da onlarla ilgiliydi.
Bazıları da insanlığın böyle bir gelişmeyle tek tanrılı dinlere geçtiğini zanneder. Halbu ki cahillik bakidir. Hakikatte bakidir. İnsan aciz olduğu için her zaman ilaha muhtaç olacaktır. Çünkü bilir ki çok büyük bir kudret var. Nefsine bakar o kudret nefsinde de vardır fakat yine de acizliğide vardır.İşte böylece nefsini bilince işte anlatılan hakikatleri araştırmaya başlar Allah yoluna girer.Bu hep böyle olmuştur. Bilim de asıl olarak böyledir fakat O’nunla değil dolaylı olarak yarattıklarıyla ilgilidir.
Bazıları öyle hayaller kuruyorlar ki tahmin edemezsin. İnsanlık gelişiyor ve tek tanrılı dinlerde bitecek ve insan özgür olacak :) İlahi! Halbu ki ne insan Allah’a inanmakla aciz olur ne de Allah öyle değişen bir hakikattir. İşte sana anlattım bunları diyenler hala bu varlığı çeşit çeşit isimlerle yetersiz olarak algılayıp hayatlarını o cahil oldukları halde tanıdıklarını zannettikleri Allah’la ilgisi olmayan uydurdukları ama taptıklarını da anlamadıkları ilahlar hükmünde heba etmektedirler. Güya ilah reddedip özgür olacaklar. Allah’ı tanımadan O’nu kendi kafanda tepede oturan bir zalim zannedersen dost bilmezsen ve din olgusunu da böyle zannederek kendini kapatırsan tabi ki böyle cahil kalırsın ve kendini özgürleştiremezsin. Allah daima geliştirendir.Ki öyledir ki o yamyam kabileler yerliler içinde de o totemlere inananlar ve inanmyanlar oldu. İşte o inanmayanlar Allah’ı buldukları için o tanrılara inanmıyorlardı. Çünkü biliyorlardı ki o insanlar o kudret bu totemde değil. Ki tekrar hatırlatayım her kavme o kavime uygun bir peygamber gelmiştir.Budizmin özünde ve kökeninde de bu hakikat yatar.
Peki bu bilge kişilerle peygamberleri yani vahiyle ilhamı nasıl ayırdedeceğiz dersek bu en açık şeydir. Çık ortaya ben peygamberim de bak bakalım ne kadar bir başarı elde ediyorsun? :) Peygamberlerimizin isimlerini biliyorsun ve tüm insanlık biliyor ve hayata yön vermişler.Ki işte vahiy böyledir. Allah’ın hayata yön vermesidir.Hangi felsefeci ya da lider tüm insanlığı bu şekilde etkileyebilmiştir? Elbette o peygamberler peygamberdir.Peygamberlik bir hakikattir taa işte o özden gelen. Madem hakikat neden peki bundan sonra başka peygamber gelmeyecek dersek artık kavimlerin ayrı ayrı birbirinden habersiz olmadığını ve kalabalıklaşma ve teknoloji sayesinde insanlığın tek bir ümmet olduğunu yeni çıkan bir haberin nasıl hemen yayıldığını iyi gör. Artık zamanında bildirildiği gibi son peygamber olduğu ve tebliğinin tüm insanlığa olduğu gün gibi ispatlanmış oldu. Peygamberlerin bildirdikleri tam anlamıyla tüm insanlığa yayılmış oldu. Efendimiz s.a.v son peygamber olarak tüm insanlığa hitap etti çünkü Allah biliyordu ayrı ayrı peygamber gönderilmesi gerekmeyecek kadar insanların arasınında haberleşmeyi kolaylaştıracaktı. Bunun bir mucize olduğunu bil. Bak son din bu taa o zamandan. Buna çok sevin. Eğer peygamberlik die bir şey gerçek olmasaydı şu hayat devam edemezdi çünkü insanlar kendi başlarına gerekli olan bilgileri edinemezler ve mutlaka yoldan çıkarkar bozguncu olurlardı. Onları yani o bozgunculuk yapabilecek insanları tutabilecek tek gücün de din olması onun Allahdan geldiğinin ve Allah’ın var olduğununun ispatlarındandır. Allah mutlaka o yükü kaldırabilecek insanları yaratır ve vahyi bildirir.
Sana anlattığım gibi o cahil insanları düşün hala içlerinde takıldıkları çelişkilerden kurtulamamışlar varlık hakkında vahyi dinlemeyip atıp tutuyorlar.ilah reddederken kendileriyle çelişip farkında olmadan başka ilahlar ediniyorlar ve ne varlığı ne de onun aslı olan herşeyin O’ndan geldiği Allah’ı tanıyamıyorlar,düşün işte peygamberlerin bildirdikleriyle bu tip felsefecilerin bilim adamlarının ve diğerlerinin halini. Hala varlık hakkında bildirilen hakikatleri ısrarla kabul etmeyip vahiy gibi kendi akıllarına uyuyorlar ve daha da çok batıyorlar.
Sen herşeyin yaratıcısı Allah ile dost ol da en yakınına (s.a.v) gönderdiği zamanın o büyük vahyi kuranı sen de alabilesin...
Bil ki felsefeciler tanrıyı düşünürlerken peygamberler onunla dosttular...