Hatırlamakla* bilmek tamamen birbirinden farklı şeylerdir.
Eğer bilseydik hatırlamazdık.
İnananlar arasında hayasızlığın yayılmasını arzu eden kimseler var ya; onlar için dünya ve ahirette elem dolu bir azap vardır. Allah bilir, siz bilmezsiniz.
Nûr 19
Bir şeyin bilinmesi için hatırlama diye birşeyin olmaması gerekirdi.Halbuki bizdeki o işlem tümüyle hatırlamaktan ibarettir. Bildirilenleri (bilgiyi) hatırlamak. Bilmek asla değil. En yüksek noktada da bilmeklik hatırlama işleminin sürekli olmasıdır. Yani "devamlı bildirilme". Unutmamak ! Alim olanın hatrı yüksektir. Bilgi kendisinde olduğu için değil. Devamlı bildirildiği / hatırladığı için yüksektir. "Bilmiş" olsaydı, veya nankör.. hatırlamazdı bildirileni...
Bakınız değerli kardeşlerim...
“Rabbimi Rabbimle bildim”
s.a.v.
.....................................................
Not: Hatırlamak(la) / Hatırlamak ile
-----------------------------------------------------
(Ey Peygamber insanlara şu zamanı hatırlat ki) hani Rabbin, Ademoğullarının sırtlarından zürriyetlerini almış ve onları kendi nefislerine karşı şahidler kılmıştı: «Ben sizin Rabbiniz değil miyim?» (demişti de) onlar: «Evet (Rabbimizsin), şahit olduk» demişlerdi. (Bu,) Kıyamet günü: «Biz bundan habersizlerdik» dememeniz içindir.
Araf 172