Sayfayı Yenileyerek ya da Başlığa Tıklayarak Arşivde Dolaşabilirsiniz

Tevhid/Vahdet-i Vücud/Panteizm

E fe reeytum mâ tumnûn (tumnûne). E entum tahlukûnehû em nahnul hâlikûn (hâlikûne).

Bu ayeti kerimeye kimisi meninin yaratılması açısından bakar..Yani sadece meni..Halbu ki beden de dahil hatta düşüncenin öz yapısı bile yaratılan şeylerdir..Yaratmak bir manada maddi kullanılır ki düşüncenin öz yapısı ne ise aynı özün yoğunlaşmış hali maddedir..Yani yaratmak aslında bilinmeyen bir özdür... Ruhtur...Fakat yaratılmayan (yani yoktan varedilmemiş) olan şeyler vardır ki bunlar da o öz den yani Allahın sıfatlarındandır..Allah mekandan ve bir şekille şekillenmekten münezzehdir ki aslında onun yaratması denilen fiilleri de kendi özündendir..Dolayısıyla sıfatları da mekandan münezzehtir..Bu bilgiler kuranda aynı bu biçimdedir...Elbette bilen için. Elbette ilimde derinleşmiş, tecrübe geçirmiş olanlar için...

Büyüklerin, kimi zaman tasavuftan uzak durun demelerinin sebebi herkesin ilimde derinleşmemiş olduğundan ve Allah'a yakınlığın herkez için ağır bir imtihan kolay bir şey olmadığından dolayıdır.Yoksa söylenenlerin hepsinin söylendiği gibi olduğundan değil. Yardımcımız Allahtır...

Allah mekandan münezzeh olduğuna göre ki hepsi açık ayetlerdir. Mekan bizim maddi manada mekanda olmamızdan dolayı kullanılmış bir isimdir. Yoksa zaten düşünceler bir mekanda değillerdir. Fakat o oldukları şeye mekan diyoruz. Yani bir maddi alana sıkışmadan en yakın olan şeydir düşüncenin özü. Ki gözün görmesi de bu şekildedir.Şu maddi gözlerimize bağlı olması bi anlamda onun mekanıdır. Fakat hatırlarsak biliriz ki rüyada da görürüz. Hatta körler de görürler fakat bizim bildiğimiz gibi değil. İşte bu ilimde derinleşmedir. Teşbihte...Tenzihdir...Çünkü herşey Allahtan olduğu halde, zatı (Kendisi/ruh) bunlardan bağımsızdır. Bu da teşbihle anlaşılır ki herşey O'ndandır.

O'na ait mekan, bizim bildiğimiz manada mekan (gök) değil yarattığı varlıkları kendi zatına yakınlaştırıp uzaklaştırmasııyladır. Örneğin namaza durduğumuzda işte Allaha yakın oldum dediğin zamana kadar ne kadar süre geçiyorsa; işte o yol o mekana (isim) varan yolun uzunluğudur. Ve insana has olmak üzere bu yol uzar veya kısalır. Meleklerde de kendilerine has olarak bu mesafe vardır.Yani uzaklık ve yakınlık. İşte ayetler üzerinden derin tefekkür edince çıkanlar bunlar gibidir. Sıfatlara yakınlık ve Zata yakınlık da bir ilim gerektirir. Bazen birşeylerden uzaklık bazen de birşeylere yakınlık gerektirir gibi anlaşılması zor anlatılması zor KOLAY geçilmeyecek yollardır.Panteizm ise tamamen alakasız cahil cüheylanın hükmüdür. Allah şöyledir böyledir tamam oldu bitti demek gibi.