Hz. Ebu Bekir efendimizin (selam olsun) 'Allah'ı idrak Onun idrak edilemeyeceğini idraktir' sözü, dikkatli okuduğun gibi, Allah'ın "idrak edilememesini" haber verir..
Yoksa, "bilinemeyeceğini" değil!
Efendimiz (s.a.v.) in 'Seni Hakkıyla bilemedik' sözündeki "Hakkıyla" kısmı da bize bir tenbih olması yanında yine o "idrak edilemezliğine" işarettir. Yoksa o (s.a.v.) bildiğimiz gibi O'nun hakkını bilmiştir ve en güzel şekilde bildirmiştir! İşte işaret yine "idrak edilemezliğine" işaret, bunu çok iyi bil! O'nu hakkıyla bilmek veyahut işte idrak edebilmek mümkün değildir. O yine hakkıyla olmasa da ancak O'nunla bilinir veya yine hakkıyla olmasa da ancak O'nunla idrak edilir!
Eğer Hakkıyla idrak veya biliş diye bir şey Allah hakkında bizim için mümkün olsa "insan" çerçeveli bir yaratma olmazdı! Hiçbir an olmazdı!
İşte O, "insan"ı yaratmaya razı olduysa, Allah'ı hakkıyla bilmek veya hakkıyla idrak etmek konusunda haddini bilmelisin!
Ne 'ben hakkıyla ulaştım' de!, ne de! "haddini bilemeden!" 'O'na ulaşmak ne mümkün ki' deyip O'nun yolunda uyuşukluk göster,O'nun yolundan vazgeçiver!
Bu ikisini de yapma ki, kulluğunu hakkıyla yerine getirebilmiş ol ey canım kardeşim...