1. inne : muhakkak ki, hiç şüphesiz
2. allâhe : Allah
3. lâ yestahyî : çekinmez
4. en yadribe meselen : darbı mesel, misal, örnek vermek
5. mâ : şey
6. beûdaten : sivrisinek
7. fe : fakat, hatta
8. mâ : şey
9. fevka-hâ : onun üstünde
10. fe emmâ : fakat, ama, ise
11. ellezîne âmenû : âmenû olanlar, Allah'a ulaşmayı dileyenler
12. fe : artık, bundan sonra, böylece
13. ya'lemûne : bilirler
14. enne-hû : onun olduğu
15. el hakk : hak
16. min rabbi-him : Rab'lerinden
17. ve emmâ : ve fakat, ama
18. ellezîne : onlar
19. keferû : inkâr ettiler, kâfir oldular
20. fe : o zaman, böylece
21. yekûlûne : derler
22. mâzâ : ne
23. erâde : diledi
24. allâhu : Allah
25. bi hâzâ : bununla
26. meselen : misal, örnek
27. yudıllu : dalâlette bırakır
28. bi-hi kesîran : onunla çoğunu
29. ve yehdî : ve hidayete erdirir
30. bi-hi kesîran : onunla çoğunu
31. ve mâ yudıllu : ve dalâlette bırakmaz
32. bi-hi : onunla
33. illâ : ancak, sadece, den başka
34. el fâsıkîne : fasıklar, fıska düşenler
BAKARA - 26
Bilmeli ki Allah bir sivrisineği hattâ daha üstününü bir mesel yapmaktan sıkılmaz, iman edenler bilirler ki o şüphesiz hakdır, rablarındandır, amma küfre saplananlar Allah böyle bir mesel ile ne murad etmiş? derler, evet Allah onunla bir çoklarını şaşırtır, yine onunla bir çoklarını yola getirir, hem onunla ancak o fasıkları şaşırtır
***
Bir sivrisineği bile, sevgisiz, saygısız anmadı...