Sayfayı Yenileyerek ya da Başlığa Tıklayarak Arşivde Dolaşabilirsiniz

Allah'ın Zatını tefekkür etmeyin, yarattıklarını tezekkür edin yani düşünün (s.a.v.)/ O'nu idrak, idrak edilemeyeceğini idraktir (r.anh)

İnsanların ve herşeyin çok ve türlü ve işte neyse cins cins dil din ırk böyle böyle ayrı ayrı olması, ancak nefsin kısıtlanması demektir ki kişi burada bu nefsi sıkışmanın verdiği daralmadan ötürü hakikat için O'nu herşeyin ötesinde ve bilinmeyen olarak ilan eder. Bu ilan da kendisine dayanıyor olması yüzünden aslında bizzat kısıtlanma olmuştur. Çünkü aslında çokluk Varlığa aittir. Kendisine değil. O halde teklikte de ilanın O Varlığa dayanması gerektir. Halbu ki insanın tekliğe ve çokluğa dair o beyanı mutlaka kendi özeline dayanır.Yani nefsine. Bunun böyle olması dikkat edersen O'nun ve O neyse (şimdi akla göre konuşuyoruz) kesinlikle "ŞEY" (yani bilinmeyen=Şey) olmadığına kesin delil olmuştur. Bu yüzden ki Hz peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Allah'ın Zatını tefekkür etmeyin, yarattıklarını tezekkür edin yani düşünün”...( "yarattıkları" ifadesi, peygamber dilinde "varlık boyutunda olan, zuhur olan, herşey" demek olur..Yani bilinmemezlik de) Yani, O, "ŞEY" (yani mutlak bilinmeyen=Yani Şey) değildir...Fakat bilinmemesi İdrak boyutunda "mümkün olmayan bilinmeyen"dir.. ki Hz Ebu Bekr (r.a.) efendimiz de şöyle buyurmuştur: ""... Nihayetinde şu ki (Allah ve resulü en doğrusunu bilir ve bildirir) O'nun mahiyeti idrak edilememeden ötürü bilinmjavascript:void(0)ez olduğundan ötürü bilinemediği için O'nun hakkında kısıtlama geçerli olmadığı gibi bilinen şeylerin de O'nu kısıtladığı iddia edilemez. Çünkü bilgi bakımından hiçbirşey Varlığın dışına çıkmaz, bu çıkmaması da (Şey diyen bile görür ki) Tek ve Bir olduğunu gösterir. Ki bu bilgi dahi nefs tarafından bilinemez, ancak nefs'e ilişebilir idrak olunabilir bir bilgidir. Yine bu bilginin de kesin olmaması sadece idrak edilememesine dayanır..."Şey" olmasına delil olamayacağı gibi, Şey olmasına dayanan bir bilgi de değildir...Bu durumda hakikat olarak şu ortaya çıkar ki "O" "mutlak Zahirdir" ve "Mutlak Batındır"... Bilinmemesi de dolayısıyla "ŞEY" olmasına değil, bu bilinenleri dolayısıyla bilinememesine "yani" idrak olunamamasına dayanır...


http://jonasclean.blogspot.com/2008/12/senden-baka-senin-varln-kim-ikrar.html