Şimşeği gösteren.. Sonra Gökgürültüsünü duyuran.. Sonra Korkuyu hissettiren.. O'dur.. Şimşeğin Görülmesini.. Sonra Gökgürültüsünün Duyulmasını.. Sonra Korkunun Hissedilmesini Yaratan.. O'dur. Yani, Şimşek ve Gökgürültüsü ve Korku ve OLan değil bu Varoluşa Sebep olan.. Zat-ı Hakk'tır Hakk'a Delil olan.
İşte Zat, O'dur, O'na Delil olan. Çünkü O Dilemezse, ne Duyulan ve Duyan olur.. Ne Gören ve Görülen olur.. Ne Hisseden ve Hissedilen olur.. Bazıları OLur.. Bazıları da bazen OLur.. Bunu anlayan Münezzeh Bulur.. Şimdi anladıysan.. İşte böylece "Hepsi O'dur".. Başka türlü değil..
Şimdi Sen O'na istersen "Allah" deme.. "Var" de.. Şu de.. Bu de.. Şöyle de Böyle de.. Hiç de.. Mırıldan dur.. Öyle Mırıldanır durursun..
Bu duruma Tesadüf demek ne demek olur bilir misin ? Şöyle demiş olunur: "Korku'dan sonra Gökgürültüsü olur sonra Şimşek, filan, bazen de tam tersi, Random olaylar bunlar ya işte öyle".. Demiş olunur.. Böyle "Beyinsiz" eder adamı "İnkar".. Ne dediğini Bildirmez O.. Dolayısıyla Bilemezsin.. Öyle saçmalar durursun..
İnsan'ın "Konuşması", OL' andan, Sonra'dır.. Yani Önce değildir.. ki Sorumlu olmasın Konuşmasından ötürü.
Anlatabildim mi ? "Zorunlu" değildir yani.. Bu manada da işte, Önce Hakk olarak Hakk olmaz.. Çünkü yapısı "Zan" dır.. ve çoğu da "Zan" dır.. OLanı, OLduğu gibi İfade edemez zaten.. Bu yüzden ki Söz söylemek Zaman ister.. Süreç ister.. Hakk'a isabet etmesi için..
Yani Hakk'ı bulması için.. Hakk'a Hakk olarak çıkabilmesi için.. Yoksa Yalan ve Zan, Yalan ve Zan olarak Hakk'ta zaten vardır.. Ama Hakk'ı ifade etmezler ki..
Hakk'ın (Gerçeğin) Hükmünde Hakk (Gerçek) öylece Yok kılıyor işte Tesadüf'ü..
Hayal'de Akıl bulunur ama Halüsinasyon'da yoktur. Ama ikisi de o anlattığım gibi Hakk'tır o manada. Hakk orda da vardır, Zat-ı Hakk olarak; fakat Sen olamazsın orada.. Ha "ben olurum!" diyorsan başka.. Bak ! Bak ! Aklı kastettin yine bunu demenle.. Buyur dene.. Gör orda Akılsız durulabilir mi.. Fakat bak Zat-ı Hakk orda da Var'dır.. "Allahuekber" i sen herhalde sadece bir Nara olarak algılıyorsun ?