Sayfayı Yenileyerek ya da Başlığa Tıklayarak Arşivde Dolaşabilirsiniz

Firavun olmasaydı Musa olmazdı... Sözü..

"...Yanlış olmasa doğru ortaya çıkmaz..." İblis'e veya Kul'a gitmez, Allah'a gider, dayanır ve Allah'tan gelir O Makamda... Musa'yı (a.s.) Firavunun sarayına gönderen de büyüten de yalnız Allah'tı... Keza Yusuf'u da (a.s.).. Müslüman madem bir şeyler biliyorsa İlimden, O Mertebede Şeytan'a sözde pay ayırması olmaz... O Makamda bu pay verme, Celal olmasa Cemal olmazdı demek gibi abes olur... Tıpkı "...firavun olmasa zaten Musaya gerek yoktu.." demek, Musa (a.s.) olmazdı demek anlamına gelmeyeceği gibi... Şeytan'da O İki elin (Celal/Cemal/Sıfatlar) sahibine (Zat) yöneliş İhlas ile Tam olaydı, İnsan'a Kin duymaktan geçer Merhamet ederek Merhamete erer, Makamına döndürülürdü... Amma Velakin Asl'a Dönmek Has Kullukladır... Ona pay ayırmaya lüzum yok.. İnsan'a "Düşman" olarak Nefs'i yeter. Nefs Celal-i bir Tecellidir. Zat olmasa Sıfatların Zuhuru mümkün olmayacağı gibi, Zuhurlarında Alemleri bırak, bir Hikmet/İlim ve Hayr da bulunmazdı unutmayasın... Devamlı Yaratışta olan O'dur.. O her türlü yaratmayı bilir...

"...Allah kafidir, ve ne güzel vekil..." (Ali İmran 173)

Ayeti Tam manasıyla Bil...

Allah bir kulunu, nefsinin zilletini kendisine göstererek aziz kıldığı kadar, hiçbir şeyle aziz kılmamışdır. Diğer bi kulunu, nefsinin zilletini kendisinden gizlemek suretiyle zelil kıldığı kadar, hiçbir şeyle zelil kılmamışdır..

Zünnun-ı Mısri (k.s.)