Şerler def ola hayırlar feth ola Hu nun adı ile görenlere ve görme yolunda olanlara. O na aşık olanlara..
Talip olan "İNSAN"
"HU"yu elbette ilk başta işaret olunan "HU" olarak görür
Yani "O" olarak
Yani bu anlamda işaret "O"ya olur
Yani bir anlamda "DIŞARıDA OLANA"
Hakikatte bu dışarıdalık izafi de olsa bu böyledir dışarıdadır
Çünkü "O"dur
Ve yine izafi olarak "DIŞARIDA" olur
aslında "ÖTEDE"dir
yani dışarıdalık mekansal değil "VARLIKSAL"dır
Çünkü "HU" kavranılamaz bir ÖNCELİKte olarak "BİLEN"dir ve "VAR"dır
İşte başlangıçta ÖTEDE ve DIŞARIDA olan "HU" kişinin çalışması ve elbette "HU" nun bir lütfu olarak "İÇERİ"ye alınır...
İçeriye alınan kişi eğer önceden "HU"nun "ÖTEDE OLDUĞUNU" iyice bilmiş, takdir etmiş fakat "MEKANSIZ" olduğunu iyice bilmemiş, takdir etmemişse "MEKAN" ona engel olur...Hatta "TANRI" olur...
"Hu" yu her ne şekilde olursa olsun "VÜCUT/MEKAN-MEKAN/VÜCUT" olarak algılar..
Çünkü "HU" izafi de olsa ona göre dışarıdaydı ve kişi "DIŞARI"ya geçti...Ya da ALINDI..
Halbu ki "HU" mekansız olarak hiç bir kesit olmadan hem "ÖTE/DIŞARI" hem "ÖZ/İÇERİ"dedir..
Çünkü "O" "HU" dur...
En doğrusunu bilen Aşkın sahibi "BİZ" için "HU" olmuş, yüce "ALLAH"dır...