Sayfayı Yenileyerek ya da Başlığa Tıklayarak Arşivde Dolaşabilirsiniz

İbn Arabi hazretlerinin bir sözü ile ilgili sohbetten

(Kitap olmadığı için,>>bazı yazdılarım<< sohbet havasında,kendimce yazıveriyorum, mazur görün düzeltme yapmam çok zor olur, hatta mümkün değil. Ona göre faydalanınız, içinizden düzeltirsiniz veyahut Allah marifet eder.Allah Settardır.O ne güzel vekildir.Allah'ımızın selamı üzerimize olsun..)

En güzel selam efendimiz s.a.v. e aline ashabına büyüklerimize ve müminlerin üzerine olsun
Allah hata etmekten korusun günahlarımızı iyiliğe çevirsin


Aslında büyüklerin sözleri yine kendi sözleriyle eserlerinde karşılanır fakat biz hem zikir hem ilim yolunda olmak adına sohbet halinde olmamız için inşaallah tefekkür edelim ve tecrübelerimizi anlatalım.

"Bil ki, hakikat erbabının nazarında Allah'ı tenzih , onu sınırlandırmak ve kayıtlandırmak demektir."

Allah'ı tenzih etmek çabası aslında "hakikatte" boş bir iştir.
Çünkü zaten Allah Subhandır (Kusurun, eksikliğin, çirkinliğin her türlüsünden her derecesinden münezzeh) tenzihdedir.
Yüce Allah'ı bizim tenzih etme çabamız yine O'nun rahmeti dolyısıyla aslında nefsimizi arındırmamızdır.
Çünkü nefs ya da şimdi anlatabilmek için ona "göz" diyelim, eğer temiz değilse, elbette gördüğünüde temiz göremez.
Burda nefsin yani gözün doğası yaratılışı itibariyle zaten "nankör ve zalim" olduğunu da unutmamalıdır.
Çünkü varlıkta tek tertemiz ve kusursuz olan sadece Subhan Allahdır.
Yannız Rabbimizin Subhan oluşu diğer herşeyin tümüyle aşağı, kirli olduğunu göstermez çünkü herşey yine yüce Allahtandır.
Fakat O'na göre temiz ve kusursuz olan herşey bize göre tam anlamıyla temiz olamaz. Örneğin kimi kereviz sevmez veya bamya ona itici gelir fakat bu ne bamyanın "pis" olduğunu gösterir ne de kerevizin faydasız olduğunu.
İbni arabi hazretlerinin burda inanılmaz güzel örnekleri vardır elbette ki bizim sohbetimiz onun ki gibi olmaz fakat kendi adıma faydasız asılsız bilgiler sunmadığımın idrakindeyim..Ancak büyüklerimize göre belki bamya ve kereviz gibi gelebilirim ve öyleyim Allah günahlarımızı afetsin doğru yoldan ayırmasın.

Konumuzdan ayrı kalmamış olarak devam edersek bu hakikate göre örneğin insana kesin olarak "pis" olan şeyler de başka varlıklara göre temiz olabilmektedir. Yüce rabbimize bütün varlıkların muhattab olduğunu sadece Ondan faydalandığını farkedersek o halde aslında herşey kendi derecesine göre tümüyle faydalı ve temizdir..Yani Allah hakikatte evet kesinlikle "Subhan"dır

Buraya kadar olan anlattıklarım genel varlıkla ilgili olan tenzih idi.

Şimdi asıl noktaya dönersek yani aslında "kısıtlanırsak" :) devam edelim..Aslında elbette genilşliyoruz ve devamlı tenihte oluyoruz :)
Devam edelim

"Bil ki, hakikat erbabının nazarında Allah'ı tenzih , onu sınırlandırmak ve kayıtlandırmak demektir."

İşte burda büyüklerin Allah'ı bize tenzih edişi, bildirileri aslında bizim faydamıza
olarak korunmamız için olsa da Allah'ın katından bakıldığında anlattığım gibi aslında sınırlamadır..Allah'ı tenzih yolunda, o aşamayı yoğunlukla yaşayan bir kul "nefsine zorunlu olarak kusurlu gelen" bazı şeyleri nefsinden çıkarması,uzak olması gerekir...Büyüklerimizin burda uyguladığı iki yöntem var.
Allah yolunda olan kişi ya nefsini tümüyle "Allah yolunda" bulunan rahatsız edici şeylerden beri tutar(halvet).. Ya da Allah'a nefsiyle ilerler ve nefsini inanılmaz derece bir azimle yorarak,taşları doğru yerlerine oturtmak zorunda olur..

Aslında iki yol da hakikattir
İikinci yol İbni Arabi hazretlerinde açık olarak görülebilir

İki yol da doğrudur iki yol da esastır, biri kolay biri zor biri daha az yorucu daha az mükafatlı gibi çıkarımlar tamamen abestir.
Burda islamın ve tasavvuf büyüklerimizin çok büyük marifetleri mucizeleri vardır hepimizie lütuf olarak.. fakat anlatabilmek her zaman mümkün olamıyor Allah izin verirse inşaalah açılırlar..

(Şimdi şükür geldi o sırlardan bir tanesi söyleyeyim Allah aşırılıklarırmızı ,günahlarımızı bağışlasın)

İbni Arabi hazretlerinin de hakikat erbabı olduğunu akıldan çıkarmaz isek durum anlaşılmış olur sanıyorum..

Elbette Allah en doğrusunu bilir ve yol büyüklerimizin yoludur..

Kitap yazmadığımız için:) sohbet havasında kendimce yazıyorum düzeltme yapmam çok zor olur hatta mümkün değil ona göre okuyunuz okurken içinizden düzeltirsiniz Allah'ımızın selamı üzerimize olsun

Allah'ın yüceliğinin ve bağımzsızlığının bizim lisanımızla dillendirilmesi bi yere kadar geçerli sadece..O yerden sorası ya Hakkın hakkını verememek ya da kendi varlığımızı inkar etmek olur ki kendi varlığımızı inkar etmek de bu anlamda tam o olacak şeyin manasını veremiyor.Çünkü o olacak şey olduğunda inkar edecek bir zihinde kalmaz görecek bir göz de kalmaz tıpkı Musa aleyhisselama gösterildiği gibi mutlaka bi yerden sonra ya insani bir sınırda tenzih ya da şehit olmak var..

Yani gerçek manasıyla enel hak demek de mümkün değildir en üst derece yaşanabilecek Hakk yakınlığı da ancak "teşbih" olablir.

Fakat burda işte insan eğer nefisini bilirse Rabbi bilebiliyor..Yani burda dediğim Rab "Rabbi has" değil Alemlerin Rabbi olan Allah yani "Varlığın Rabbi" elbette..

Sözün sonu yine kopmamak için O alemlerin Rabbinin sözüne sığınmak gerekir

..Allah bir sivrisineği dahi misal getirmekten çekinmez..

Bunu tüm sivrisinekler adına söylüyorum:) Allah günahlarımızı affetsin doğru yoldan ayırmasın, Rabbimizden sapıtmışlardan başkası ümid kesmez.