“Allah yücedir.” Sonsuz yücelik ve azamet sahibidir. Öyle ki yüceliğinin ve azametinin ölçüsünü bilmek, bir ölçüyle sınırlandırmak mümkün değildir. Mülkünde işini bozacak kimse yoktur. O her şeyden yücedir, mülkünde iradesi ve kudreti doğrultusunda tasarrufta bulunur. Kimse O’nun adaletini de etkisiz kılamaz. O her şeye hakkını, hikmeti doğrultusunda eksiksiz verir. “Acele etme…” zevkin son sınırına ulaşmak maksadıyla heyecanla uyanan şevkten dolayı ledünni ilmi cem mahzeninden almak için acele etme. “Önce…” onun sana varit olmasına hükmedilmesinden ve sana ulaşmasından önce acele etme. Çünkü ilim ve hikmetin nüzulü, senin kabiliyet açısından kaydettiğin yükseliş mertebelerinin terettübüne bağlıdır. İstemekte, feyizlenme hususunda aşırı talepkâr olma. Çünkü feyiz tükenmez. Arınma, yükseliş ve güzelliklerle bezenme hususunda artış kaydetmek suretiyle feyizde artışı talep et.
Daha fazlasını istemek, ancak hal duasıyla ve istidat diliyle olur; kabul imkânı oluşmadan bir an önce istemekle, talep etmekle olmaz. Her öğrendiğin, bildiğin şeyle birlikte, ondan daha yüce ve daha gizli olanını kabul etme yeteneğin artar. Adem (a.s) kıssası ve bu kıssanın tevili daha önce birkaç kere geçti. “Şimdi burada senin için ne acıkmak vardır, ne de çıplak kalmak.” Çünkü ruhani âlemde maddi giysilerden arınma esnasında zıtların çatışması söz konusu olamaz. Aynı şekilde, fesada yol açan bezenme de gerçekleşmez. Bilakis nefis, tükenmesinden ve yok olmasından endişe duymadan, emin olarak maksadın gerçekleşmiş olmasıyla lezzet alır.
[Muhyiddin İbn Arabi (k.s.) -Kuran Tefsirinden-]