Şeyh Ebubekr'in (Sellebâf) de hırka vermek âdeti yoktu. Onun kendi şeyhini de göremedim ki, onda var mı yok mu anlayayım. Ancak ben de, bu istekle Tebriz'den çıktım ama bulamadım. Gerçi âlem boş değil, belki bir şeyh vardır. Hatta
derler ki, filân şeyh hırka verdiği müridinin haberi olmadan ona hırka bağışladı; mal, mülk verdi ve öldü. Ben şeyhimi görmedim, ancak şu kadar öğrendim ki, kendisinden bir söz nakledene gücenirmiş. En çok incindiği kimseler, kendisinden söz
nakledenlermiş. Böyle bir kimseyi de görmedim ki, o makamda olsun da kendisinde bu sıfat bulunsun. Sonra şeyhin kendisi için yüz bin yıllık yol olan bir kimseye de rastlayamadım. Ancak Mevlânâ' yi bu sıfatta buldum. Şimdi Halep'ten tekrar
dönüşümde de, o yine bu sıfatta idi. Bana deselerdi ki: «Baban seni çok özlemiş, mezarından kalkmış Telbaşir köyüne bir adımlık yerde seni görmek için
bekliyor. Seni görüp tekrar mezarına dönecek. Gel! Artık babanı görmeye gel!» «Hayır, olsun! Ne yapayım,» derdim. Halep'ten bir adım bile dışarı çıkmazdım. Ben ancak Mevlânâ için geldim.
***
Onu niçin bu kadar yükseltiyorlar? Ben şundan korkuyorum ki, bu saatte sen ayrılık eleminden gafil, şefkat gölgesinde hoşça uyumaktasın. Öyle bir hareket yapıyorsun ki, şefkat sona ersin. Sonra da bu hali rüyada görüyorsun, ama Şeyhi görmüyorsun. Çünkü Şeyhi görmek onun isteği olmadan mümkün değildir; ne rüyada, ne de uyanıkken onu göremezsin.
***
O Şeyh diyordu ki: «Filan şeyhin güzel kokusu, Allah kokusundan da üstündür.» Dedim ki: «Bu koku belki senin karından ve onun oynaşından geliyor.» Bu ne eşektir ki, eşekliği yönünden söylemiştir.
***
Ey kara yüzlü! Himmetin ne olduğunu sen ne bilirsin? Git abdest al, namaz 'kıl tövbe et! De ki: «Kâfir idim imana geldim. Küfürden vaz geçtim.» Git otur yerinde. Pamuğunu eğirmeye bak! Sen kim oluyorsun? Erkekler içinde mert olanlar
istiyorlar ki, kapıma iki desti dolusu su getirsinler. Kuran'dan üstün kitap yoktur; Allah kelâmından üstün söz yoktur. Ama bu Kuran ki toplum için gelmiştir, emirler ve yasaklarla, halka yol gösteren âyetlerinde başka zevk vardır. Allah erenlerine açıklanan âyetlerinde daha başka zevk bulunur. En doğrusunu Allah bilir.
***
Bana yaraşan, zahirde bizim hayatımızdaki dostluk ve kardeşlik hangi yolda ise onu korumaktır. Yoksa şeyhlik müridlik gibi ilişkiler hoşuma gitmez. Hani, üstatlığı da şakirtliği de yere batsın, derler. Bize bir söz söylemek isteyen kimse de
bizim gibi olmalıdır. Böyle açık söylemelidir. Bizim veliliğimiz bahsinde bundan incinirler. Onlara, eşek, diyen zavallı taklitçi eşektir. Şimdi bana kendinden bir fazilet, bir üstünlük veriyorsun. Ben onu söylemiyorum. Benim önümde bu böyledir. Sözü yorumsuz ve açık söylüyorum. Aramızdaki ayrılığın bir sebebi varsa budur ancak. Ama o zaman sen beni anlamıyorsun! Halbuki ben buraya bir şeyler öğretmeye geldim.
Şems-i Tebrizi (k.s.)