• Madem Hakk'ın zatını görmeye tahammülün yok; gözünü aç da O'nun sıfatlarını gör! Madem yönlere, cihetlere sığmayanı göremiyorsun; O'nun yarattıklarındaki nuru seyret!
• Şu mavi gök perdesinin altında dolaşan hüri gibi güzelleri gör! Yüzleri nurlu kişileri seyret de gözlerin kamaşsın! 0 nürlu insanların hepsi de; müslüman, inanmış, yumuşak huylu, utangaç, suçsuz.
• Gördüğün güzellerin her biri nazlı, kıvrak, cilveli. Herbiri de Hakk aşığının gönlünü kapar, alır. Her biri Tıraz mumu gibi, her biri kurtuluş sabahı.
• Her biri dudağını yummuş, ağzını kapatmış. Fakat anlatışında bir kılı kırk yarar. Her biri mana şekeri almada, her biri şeker kamışı madeni olmada.
• Eski, yıpranmış köhne canı ver gitsin! Geniş, yeni bir can almaya, kendini yenilemeye bak! Yokluk, yoksulluk aleminde salınarak yürü de ermişlerden zekat al!
• Aşıkları sıkıntılı zamanlarında şaşkın ve perişan sanma! Onların ızdıraplara, acılara tahammülüne, sebatına Cudi Dağı bile dayanamaz, aciz kalır.
• Bütün zorlukların, bütün sıkıntıların, neşelerin, her türlü işin, gücün aslı, temeli aşktır. Fakat gönlün ne olduğunu bilmeyen, saçma, sapan sözlere takılır kalır.
Mevlana Celaleddin-i Rumi (k.s.)
Divan-ı Kebir'den