Sayfayı Yenileyerek ya da Başlığa Tıklayarak Arşivde Dolaşabilirsiniz

Birçok bela çeşitleri vardır..


Acaiptir, bir mümine yakışmaz, ama yine de söyler:
- “Falan yakınlık kazandı veya uzaklaştı.”
- “Falana dünyalık verildi veya iflas etti.”
- “Şu adam zengin oldu veya fakirleşti.”
- “İşte şu adam var ya, o büyüdü yahut küçüldü.”
- “Şu insanı görüyor musun? İşte o dillere destan oldu yahut unutuldu.”
Daha bunlar gibi birçok sözler. Hepsi dedikodu cinsinden. Bu sözler, bir iman
sahibinin ağzında iyi olmuyor; yakışmıyor. Herkesin kendine has bir karakteri ve
yolu vardır. İman sahibinin de bir yolu olmalıdır.

Abdulkadir Geylani (k.s.)

Şunu iyi bil ki, Allah (CC), yalnız nefse muhalefeti emreder. Dolayısıyla nefsine
muhalif ol, hevesini hak ölçülere vur.

Sonra şu Ayet-i Kerimenin tehdidi altına girersin:

- “Hevaya uyma, sonra hak yolundan saparsın.”

Abdulkadir Geylani (k.s.)

Birçok bela çeşitleri vardır. İnsanın dünyevi sefahattan korunması için paradan
yana nasipsiz olur. Şehevi arzuların ölmesi için, bazı zahirde nimet gibi görünen
şeylerden mahrum olur. Halkın, sahte teveccühünden azad olması için, sevgilerini
kazanamaz; çeşitli isimler takar, ondan hoşlanmazlar.

Bu hal dışında bir felaket gibi görülür; fakat değildir. O bilir ki; her önüne gelen
insanla sohbet, onların sahte sevgisini kazanmak, onlarla geceli gündüzlü oturup bir
manevi zarardır.

Manen yükselmeye namzed olan büyük insanlar, sayılan belalara düçardır; fakat
onlar için bu bela değil bir rahmettir.

Bu, zahirde bir bela gibi görünen ilahi rahmet sayesinde kalb temiz olur. Hakk’ın
(CC) tevhidinden başka bir şey kalmaz. Kalb, yalnız marifet-i İlâhiyenin yeri, ilâhi
ilim ve feyzin kaynağıdır. Nura kavuşmak, Hakk’a (CC) ermek ve O’na (CC)
kurbiyetin yolu oradan geçer.

Abdulkadir Geylani (k.s.)

Bela'nın en büyüğü, bela'nın nerden geldiğini bilmemek'tir.

Safer DAL (k.s.)