Var olmayan, sonradan olan alemin varlığı, yaratıcısından pek çok
nispet talep etmiştir. Bunlara, istersen 'isim' de diyebilirsin. Bunun
olması gerekir. Bunların hepsi ile, alemin varlığı gerçekleşmiştir.
Alem, zatın birliğinden var olmuştur. Kesretin birliği, isimler
açısından ona mensuptur. Çünkü alemin hakikatleri, bunu ondan talep
etmiştir. Alem mümkün olmamış olsa idi, varlığı kabul etmezdi. Alem iki
emirden var olmuştur: Birisi, zikretmiş olduğumuz nispetlerin kesretinin
kendisine mensup olduğu ilahi iktidar, diğeri ise, kabuldür. Çünkü
muhal/imkansız, tekvini kabul etmez. Bunun için Allah Teala 'o da, olur'
buyurdu ve tekvini,
kabulü açısından aleme nispet etti.
Muhyiddin İbn Arabi (k.s.)