Sayfayı Yenileyerek ya da Başlığa Tıklayarak Arşivde Dolaşabilirsiniz

Zat / Şirk / Hristiyanlık (Devam)


Allah o Elçilerini Zat'ı için seçmiş, Kelamını Noktalamıştır. Ancak Elçilerinin izinde olursan O'nu görebilirsin. Dikkatli bak, Hristiyanlar dahil pek çok kimseler Murada ulaşamamış Elçileri görmektedir.


1. ve enahtertu-ke
(ene ahtertu-ke) : ve seni seçtim,
2. festemi' (fe istemi') : öyleyse dinle
3. li mâ yûhâ : vahyolunan şeyi

Taha 13


"...Dikkat edin, işler Allâh'a döner!"

Şura 53



Ve kezâlike nurî ibrâhîme melekûtes semâvâti vel ardı ve li yekûne minel mûkınîn(mûkınîne).

1. ve kezâlike : ve böylece
2. nurî : biz gösteriyoruz
3. ibrâhîme : İbrâhîm (A.S)
4. melekûte : melekût
5. es semâvâti : semâlar, gökler
6. ve el ardı : ve yer, yeryüzü
7. ve li yekûne : ve olması için
8. min el mûkınîne : yakîn hasıl edenlerden

Enam 75


"...Bu hususta yüce Allah şöyle buyurmuştur: “Onu Rûhu'l emîn, senin kalbine indirmiştir.” (Şuara, 193) “De ki: Onu, Mukaddes Rûh, Rabbin katından hak olarak indirdi.” (Nahl, 102) Bu ayetler “ona ancak bir insan öğretiyor.” (Nahl, 103) “Sen ancak bir iftiracısın.” (Nahl, 101) “Başkasına yazdırıp da kendisine sabah-akşam okunmakta olan, öncekilere ait masallardır.” (Furkan, 5) diyenlere cevap niteliğindedir. Bu gibi sözler söyleyen kimselerin bu sözlerin reddetmek, bir beşer tarafından öğretildiğini söylemeyi nefyetmekten daha etkili bir yöntemdir. Çünkü şu ayette, ruhul kuds’ün öğretmesi de nefyediliyor: “De ki: Onu semavatta ve arzdaki gizlilikleri bilen Allah indirdi.” (Furkan, 6) Yani bütün ilimler O’nun feyzi olarak gelmektedir. Hiçbir mahlukun sebebiyeti söz konusu değildir. İşte bu noktada mülhitlerin ve her şeyi mubah sayanların ağızlarından esen zehirli rüzgar diniyor. Ki onlar şöyle demektedirler: “Hakikatleri bilmeye, özellikle yaratıcıyı bilmeye ulaşmak için bir imama, bir şeyhe uymak zorunludur, o bizi bu hakikatlere ulaştırır ve bizi bu sonucu elde etmede muvaffak kılar.” Aslında bu sapkınlıklarının ulaştığı son sınırdır ki bunu başarı ve hidayet şeklinde algılıyorlar. Eksiksiz sapıklıkları kendilerine doğruluk ve dirayet olarak görünüyor. “İşte onların erişebilecekleri bilgi budur.” (Necm, 30) “Onlar ancak zanna ve nefislerinin arzusuna uyuyorlar.” (Necm, 23) “Semavatta nice melek var ki onların şefaatleri bir işe yaramaz.” (Necm, 26) Büyük şeyhin veya kör muallimin şefaati mi işe yarayacakmış? Allah için ey adam söyler misin, bu sözle “ona ancak bir insan öğretiyor.” “Başkasına yazdırıp da kendisine sabah-akşam okunmakta olan, öncekilere ait masallardır.” ifadeleri arasında bir fark var mıdır? Aralarında bir fark görebiliyor musun? Evet şeyleri büyüktür, ama muattila’nın büyüğüdür. O, haktan hali karanlık bir kuyuya benzeyen bir kalbe sahiptir. Bunun aksine müminin kalbi sağlam yapılmış bir bina gibi olup hak marifetlerle sağlamlaştırılmıştır..."

Hikmette Son Nokta / Muhyiddin İbn Arabi (k.s.)


De ki: biz inandık Allaha iman getirdik: bize indirelene de, İbrahime ve İsmaile ve İshaka ve Ya'kuba ve Esbata indirilene de Musaya ve İsaya ve Nebiyyuna Rablarından verilene de, onlardan birinin arasını ayırmayız ve biz ancak ona boyun eğer müslimleriz.

Ali İmran 84

Andolsun ki size Rasûl geldi içinizden, Aziyz'dir; sizin sıkıntıya uğramanız O'na ağır gelir. Size haristir! İmanlılara Rauf (şefkatli) ve Rahıym'dir (hakikatlerindeki kemâlâtlarını yaşatıcıdır).

Tevbe 128

"Biz seni bütün insanlara ancak müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik; fakat insanların çoğu bunu bilmezler."

Sebe 28

Cebrail, "Ben ancak Rabbinin elçisiyim. Sana tertemiz bir çocuk (a.s.) bağışlamak için gönderildim" dedi.

Meryem 19

"Andolsun ki size Rasûl geldi (s.a.v.) >içinizden<..."

Tevbe 12