Bu dargınlığın neden? Duan kabul olmadı diye Allah’a mı (CC)
darılacaksın? Duanı kabul eder, ama biraz geç kalabilir. Geç kalınca
darılmak yerinde bir iş olur mu?
Bazen işitiliyor:
- “Doğruyu istedim vermedi, istediğimi vermiyor”, hem de:
- “ ‘Duanın yapılması lazım.’ diye emir veriyor.” diyorsun:
- “Bu sözün yerinde değil, hatalıdır.”
Şüphesiz
senin Hakk’a (CC) darılman, bazı işine gelmeyen hadiselerden ileri
geliyor. Nefsin bazı şeylerden hoşlanmıyor. O’nun (CC) emrini yerine
getirebilmek için işin güçleşiyor… Haliyle nefis darılıyor; sen de ona
uyarak Hakk’ı (CC) töhmet altında bırakıyorsun.
Dış
alemine ait bir şey olursa dua et. Sabırlı ol. İlahî emirlere uymaya
bak. Hakk’a (CC) darılma. Nefsin isteğini yerine getirmeye bakma. Onun
boynunu eğdir. Boş şeylere uyma; çünkü boş şeyler insanı Allah (CC)
yolundan alıkoyar. Allah (CC) için iyi düşün. O’nun (CC) sözlerini
doğrula. Ve böylece işin sonunu bekle.
Eğer birisini
mutlaka kötülemen gerekse önce kabahati kendinde gör. Daima isyan
bayrağını elinde tutan nefsini itham et; onu kötüle. Nefse darılman
Hakk’a (CC) darılmandan daha iyidir. Nefsine:
- “Zalim…”
Demen Allah’a (CC) zulüm isnad etmenden daha uygundur.
- “Eğer şükrederseniz ve iman sahibi olursanız Allah (CC) size niçin azap etsin?”
Şunu da nefsinin kulağına oku:
- “Allah (CC) hiçbir şeyde insanlara zulmetmez, lakin insanlar kendilerine zulmederler.”
Bunlara benzer birçok ayet-i kerime ve Hadis-i Şerif vardır; onları ara, bul, oku.
Allah
(CC) için nefsine hasım ol. Nefse karşı bir ilahi asker ol. Çünkü
ilahi kuvvetlerin en büyük düşmanı nefistir. Hz. Resul (SAV), Hz.
Davud’a (AS) yapılan bir hitabı bize bildirmiştir. Onun burada
söylenmesini yerinde buluyoruz:
- “Ya Davud (AS); hevanı, nefsini bırak. Çünkü saltanatım içinde nefis ve hevadan başka benimle çekişen yoktur.”
Şayet ithamlarına devam edersen yine sana verilecek hüküm şu olur:
- “Sen kâfirsin, hakikati gizliyorsun.”
Çünkü
Allah’a (CC) zulüm isnadında bulunmuş oluyorsun. Halbuki Allah (CC),
kullarına zulmetmez. Zulüm sözünü de kabul etmez. Bu sözün Hakk (CC)
için kullanılması muhaldir; olamaz. Sebebine gelince, bütün mülk
O’nundur (CC). Zulüm ancak başkasının hakkına tecavüz vaki olunca olur.
Ey
şurada duran, dinle: Fena şey, yaratıkları Yaratana (CC) karşı
görmektir. Tabiatın melek sıfatına bürünmesidir. Bir zaman sonra bu da
yok olur; ilk yaratılış şeklini bulursun. İşte o zaman suyunu Hakk (CC)
verir. Varlığında filizlenen ekeneği
o eker. Eğer bunu istiyorsan
İslam ol; Hakk’a (CC) bağlan. Sonra bu yolumuzu arzu et. Daha sonra
ilahi ilimleri öğrenmeye koyul. Marifet yollarını bundan sonra ara.
Bundan vücut bul; var ol, varlığın onunla olsun.
Kendine
kötülük edilse bile kimseye beddua yakışmaz. Kendisine yapılan her kötü
söz veya kötü işe karşılık olarak beddua etmek hiç de iyi sayılmaz.
Beddua etmemeyi adet haline getiren en yüce makamlara erer. Huyunu
bununla
bezeyen dünyada sevilir, halkın kalbinde sevgisi olur. Herkes davetine icabet eder. Halk arasında efendi olarak bilinir.
Lanet
etmek yerinde olmaz. Ne kimseye lanet ne de bir şeye eziyet yakışmaz.
Bunlar, iyilerin huyundandır. Bunun sonu çok kıymetlidir. Kimse için
kötü dil kullanmayanın hayatı emniyet içindedir. Dünyası selamet,
ahireti ise azıklıdır. Güçlük görmez. Çünkü kendisi kimsenin kötülüğünü
istememiştir. Kulların saygısı, Allah’ın (CC) rahmeti onun için olur.
Kötülüklere
bakmamak ve duyguları korumak. Bunlar, iman sahibinin en başta yapması
gereken iştir. Bunun mükafatı dünyada da görülür. Öbür alemde ise elde
edeceği güzelliğin sonu yoktur. İnsanlar için en zor iş budur. Allah
(CC) bizleri bu yolda başarıya ulaştırsın. Bu güzel huyları yapmayı bize
ihsan eylesin. Kalbimizden kötü isteklerin çıkmasına bizim için
yardımcı olsun.
Mahbub-i Subhani Abdulkadir Geylani (k.s.)