Sayfayı Yenileyerek ya da Başlığa Tıklayarak Arşivde Dolaşabilirsiniz

Nahl 35/ Şirk/ Muhyiddin İbn Arabi (r.a.) Kuran Tefsiri

Allah'a ortak koşanlar dediler ki: "Allah dileseydi, ne biz, ne atalarımız O'ndan başka hiçbir şeye tapmazdık ve O'nun emri dışında hiçbir şeyi haram kılmazdık". Kendilerinden öncekiler de böyle yaptılar. Buna karşı peygamberlerin vazifesi, ancak açık-seçik bir tebliğden, ibarettir. [Nahl/35]

Ayetin Tefsiri / Muhyiddin İbn Arabi (r.a.) Kuran Tefsiri (Tevilat 1.cilt: 385/386)

"...Onlardan önce de inkârcılar, tamamen bir inat ve azgınlık eseri olarak inkârlarını Allah’ın dilemesiyle irtibatlandırarak Resulleri yalanladılar da inkârlarından dolayı azaba duçar oldular. “De ki: Yanınızda bize açıklayacağınız bir bilgi v...ar mı?” Eğer bu konuyla ilgili bir bilgiye sahipseniz, elinizde bir kanıt varsa açıklayın. Burada onların “Allah dileseydi biz ortak koşmazdık” şeklindeki sözlerine işaret ediliyor. Çünkü bu sözü bir bilgiye dayanarak söylemiş olsalardı, muvahhitlerin imanı dahil olmak üzere her şeyin ancak Allah’ın iradesiyle gerçekleştiğini bilirlerdi, inatlaşıp inkâra sapmazlardı. Tam tersine müminleri dost edinirlerdi. Bir daha onlarla müminler arasında ayrılık olmazdı.
Ömrüme and olsun, onlar, bunu bir bilgiye dayalı olarak söylemiş olsalardı, müşrik olmazlardı, tam tersine muvahhid olurlardı. Fakat onlar bu hususta zanna uydular, görüşlerini indi değerlendirme ve tahminlere dayandırdılar. Sırf yalanlamak ve inatçılık etmek için. Resullerden duydukları şeyleri yalanlamak ve Resullerden sakınmadıklarını ispatlamak için böyle davranıyorlardı. Çünkü onlar nefis makamında perdelenmiş kimselerdir. Onlar nere yakini iman nere? Allah’ın iradesinden nasıl haberdar olacaklar? “De ki: Kesin delil, ancak Allah’ındır.” Eğer şirkinizi Allah’ın iradesiyle irtibatlandırmak şeklindeki zannınız doğru olsa, bu takdirde müminlere ve sizden başka diğer din mensuplarına karşı elinizde bir delil olmaz. Çünkü bu takdirde her din, Allah’ın dilemesine bağlı olarak belirginleşmiş olur. Dolayısıyla onlarla uzlaşmanız ve onları tasdik etmeniz gerekir. Oysa sizin aleyhinize olan kesin delil onları tasdik etmenizin zorunluluğunu ortaya koymaktadır. Her şeyin iradesiyle gerçekleştiği Allah’a, iradelerinin hiçbir etkinliği olmayan varlıkları ortak koştuğunuzu ikrar etmeniz gerekir. O halde siz, ezelde bedbahtlar olarak öngörülmüşsünüz. Uzaklığı ve cezayı hakkettiğiniz. “Allah dileseydi elbette hepinizi doğru yola iletirdi.” Evet, doğru söylüyorsunuz; lakin Allah sizin küfrünüzü dilediği gibi, dileseydi hepinizi hidayete de erdirirdi. O halde sizin hidayete ermenizi dilemediğini nereden biliyorsunuz ki, küfürde ısrar ediyorsunuz? Bu söz, içlerinde istidat sahibi olan kimseleri uyandırmaya yönelik teşvik amaçlı, heyecanlandırıcı bir mesajdır ki, onlar üzerinde bakarsın etkili olur da hidayete ermeleri mümkün olur, şirkten dönüp mümin olurlar..."