..Halin mahiyetini bilmeyen sufiler, halin bilgiden üstün olduğunu söyler. Halbuki Allah adamlarının büyükleri, bu dünyada hallerden sakınır. Haller, en büyük perdelerdir. Bu nedenle sufiler halleri ‘vergi (mevhibe)’, makamları kazanılan şeyler saymışlardır. Büyüklere göre ise, dünya her zaman çalışma yeridir, yoksa (vergi olan) hal yeri değildir. Çünkü çalışmak, senin dereceni yükseltirken, hal sahibinin vaktini boşa harcar ve bu nedenle yükselemez. Hatta hal, salikin (kazanım yoluyla elde ettiği) makamının dünyadaki erken-peşin sonuçlarındandır. Bu nedenle haller vergiler olmuştur. Kazanılar şeyler olsaydı, hiç kuşkusuz, onlar sayesinde yükselme gerçekleşirdi.
Hal dünyada değil, ahirette üstün olacaktır. Bilgi ve makam ise, hem dünyada ve hem de ahirette üstündür. Allah peygamberine bilgisinin arttırılmasını istemeyi emredip şöyle demiştir: “Rabbim bilgimi artır!” (Taha:114) Halbuki halindeki bir artışı istemeyi emretmedi. Halin üstün olduğunu kabul eden kimse bilginin üstünlüğünü bilip bilgiden de güvenilir bir zevki olsaydı, hiç kuşkusuz, kendisini bilenleri şereflendirdiği konuda Allah’a uymuş olurdu. Söz konusu kişi Allah’ın kendisini ve seçkin melek ve kullarını nitelediği bu özellikten mahrum kalıp bu dereceye ulaşamamış olduğu için, halin bilgiden üstün olduğunu iddia ederek kendini savunmaya kalkışmıştır. Böyle bir insan –Allah’a hamdolsun- hem bilgiden ve hem de halden eksiktir.
Doğru hal sahipleri, bilginin hale göre üstünlüğünü bilenlerdir. Onlar, bilginin peşindedir. Çünkü hal onlarla yaratılış gayeleri arasında bir engeldir. Bu nedenle, halden (hal peşinde koşmaktan) uzak dururlar. Halin engel olduğunun kanıtlarından birisi şudur: Hal sahibi haliyle mutlu olsa bile, ölümü anında ondan yüz çevirip ondan uzaklaştığını ve hal sahibi olmamayı dilediğini görürsün. Çünkü hal, Allah’a yaklaştıran bir şey değildir. Dünya ise, (Allah’a) yaklaştıran sebeplerin bulunduğu bir yerdir. Ahiret ise yakınlık yeridir. Gerçek bilgin, her niteliği kendi yerinde hüküm sahibi yapar. Halin hükmü ise ahirettedir. Bilgi ise, hem dünyada hem de ahirette, kısaca her yerde hüküm sahibidir. Çünkü onun üstünlüğü eksiksizdir.
Muhyiddin ibn Arabi (K.S.)
Futuhat-ı Mekkiyye