"Herkim, bazi hikmet tasiyan isleri düsünür, onun bir parçasindan birçok parçalar oldugunu, onlardan dahi nice seyler husule geldigini düsünürse, ki buna tefekkür denir, yaptigi bu tefekkür bir yillik ibadete bedel olur. "
" Allah-ü Teala'nin (CC) sifatina karsi arif olmakta dünya ve ahirette cismin alacagi tad vardir. Ama O'nun (CC) zatina karsi irfan duygusunda, öbür alemde mukaddes ruhun alacagi haz vardir. "
" Insan, önce ser'i bilgilere (imanin sartlari farz ibadetler gibi)muhtaçtir. Bu ilimle; sifatlar aleminde Hakk Teala'nin (CC) zatina ait bilgiler tahsil edilir. Bundan sonradir ki, batin ilmine sira gelir. Bu ilimle de marifet aleminde Hakk'a (CC) irfanin tam kendisi elde edilir.
Buna erebilmek için, dinin emirlerine uymayan isleri birakmak gerekir. Hatta, tarikat adabina uymayan hatalari da birakmak icab eder. Bu anlatilan halin husulü için de, nefse ve ruha agir ve güçlü gelen vazifeleri yaptirmali. Bunlar yapilirken yalniz Hakk'in (CC) rizasi gözetilmeli. Görsünler veya isitsinler için is yapilmamali. Allah-ü Teala (CC) anlattigimiz hale su Ayet-i Kerime ile isaret eder:
"Her kim, yaradanina kavusmayi diliyorsa yarar is görsün; yaradanina yaptigi ibadete, kimseyi ortak etmesin."
Marifet alemi, seklinde tabir edilen alem; Lahût alemidir. Orasi ise, asli vatandir; ki, yukarida anlatilan kudsî ruhun yaratildigi alemdir. Hakiki insanlik oradadir, ki o hakikat, kalbin özüne emanet olarak kondu. Onun varligi tevbe ve telkinle meydana çikar. Ve; La Ilahe Illallah kelime-i tevhidine devamla kendini açiga vurur.
Kelime-i tevhide önce dille devam edilir. Kalb hayati bulununca da, kalb ile söylenir. "
" O insanligin hakiki yönü; öyle birseydir ki, ona göre, ne cisim, ne de cismani olmak var…
Onun varligi; Hakk'in (CC) zatina karsi bir mahrem teskil etmez. Bunu Peygamber (SAV) Efendimizin su Hadis-i Serifi anlatir:
"Allah (CC) ile öyle bir zamanim olur ki; o anda, ne -Melek'ül mukarreb- Hakk'a (CC)yakin Melek, ne de -Nebi Mürsel- bir Peygamber (SAV) girebilir." "
" O alemi anlatirken Peygamber (SAV) Efendimiz, bir Hadis-i Serifinde söyle buyurur:
"Allah'in (CC) bir cenneti vardir; orada köskler olmaz. Bal lafi edilmez. Süt bulunmaz. Orada yalniz ilahi yüze nazar kilinir."
Bu durumu su Ayet-i Kerime teyid eder:
"Yüzler vardir, tazedir, parlar o günde…"
Bir Hadis-i Serif de, bu hali baska yönden teyid eder:
"Rabbinizi seyre dalacak, mehtaba bakar gibi bakacaksiniz."
O öyle bir alemdir ki, oraya melek veya cismiyet ugrayacak olsa, derhal yanar.
Burada, bir Kudsî Hadis anlatmak yerinde olacaktir:
"Sayet; celâl yüzümden perdeyi aralayacak olsaydim; gözümün aldigi yerlere kadar olan her sey yanardi."
Keza, Cibril'in de (AS) bu hususta Peygamberimize (SAV) bir sözü vardi; onu da zikredelim:
"Bir karinca boyu, öteye geçecek olsam derhal yanarim."
...