"- Ne kadarsa, ister az olsun ister çok olsun hepsi Ask-i Ilahi' dir. Hatta platonik askklarda, ve sair, bir kadinin bir erkege olan askinda ,bu da Ask-i Ilahi' dir.Fakat sevdigi ona perde olmustur.Birgün o perde aralanacak,Matluba, Maksuda ve Masuk-u Hakiki'ye nail olunacaktir. Is ki sevsin, sevgi hissiyati bulunsun.Sevilsin. Sevmek kolay, sevilmek güçtür. Asik olursa o ask atesiyle yanarsa, bir gün mutlaka masukuna erecektir."
"- Seher vakti kalkmis idim,bir ilkbahar sabahiydi,Bursa'nin gül bahçelerinde bulunuyordum.Bülbüller gül dalina konmus, ilkbahar olmak münasebetiyle güle karsi asklarini ilan ediyorlardi.Her sevilen naz ettigi gibi gül de bülbüle naz etmekteydi.Çünkü masuk daima asika naz eder.Bazen kul da Allah'a naz eder,Allah da kula naz eder.Bunu böyle görünce Allah'a dur,kiyam et,ve ona namazda hamdet dedim. Çünkü bu hakikati görmüstüm,hakikati görünce buna karsi sükretmek lazimdi.ve sükrün de ancak bunun karsiligi ibadet olabilirdi. Namaz bütün zikrin cemiiydi ve sükrün ifadesiydi.Onun için söyle namazda Elhamdülillah dedim, sükret Allah'a hamdeyle dedim.Mücerred sükür ya Rabbi demek,bu zikirdir. Lisanen, kelamdir bu,bunu fiilen göstermek lazimdi,güzelligin sükrünü nasil ifade ederiz,iste Kur'an 'i hifz etmekle.Bize verilen malin sükrü nasil ifade edilir Allah'a karsi? Açi doyurmakla, çiplagi giydirmekle olurdu bu is. Ask'in ifadesi neydi? Bunun sükrü neydi? Böyle ilahi söylemekti. Bu hallen sükrümü ifade etmistim Allah'a."...
"Baktim herkes kosusuyorlar,asagi yukari herkes islerine gidiyor,çocuklari mektebe gidiyor.Civil civil kuslar agaçlarda ötüyor,her sesten Alah'a hamdetmek duyulmakta,Allah'i zikrediyor her nefes.Ama bu hamdin kimisi farkinda kimi degildi ama her nefes Allah'a hamdediyordu ve Allah'a dogru kosuyorlardi.Bütün kainatta kosanlar, çalisanlar, çabalayanlar, herkes, herkes herkes Allah'a kosmaktadir."
"Kur'an, kafirleri münkirleri korkutur, Allah'in azabinin oldugunu, Allah'in celali'nin oldugunu haber verir ve tehdit eder. Tehdit etmesinin altinda da yine rahmet vardir.Bir baba çocuguna "Senin gözünü çikaririm" dese, buna kendisi razi midir? Babanin ogluna olan muhabbeti ve sefkati mahduttur.Allah'in Rahmeti'ne nihayet yoktur. Böyle rahmetlerin rahmetine malik olan Allah hiç kuluna karsi bu sekilde muamele yapar mi? O bir Merhamet-i Ilahidir ki onlari dogru yola getirir bu tehditle. Allah müminleri, iman edenleri, asik-i sadiklari Kur'an müjdeler, tebrik eder, tesfik eder. Kainatta Hak'tan gayri bir nesne yoktur.*Tebsirat-i Kur'an da kula rahmet, tenzil-i Kur'an da, yani Kur'an 'nin korkutmasi da kula rahmet, ve ayni zaman da tebsirati da kula rahmettir.Allah güzeldir, daima O'ndan güzellik gelir. Kerim'den kerem olunur zira Allah Kerim'dir,Allah Gafur'dur,kendine rücu edenleri affeder,Allah Settar'dir; kullarin suçlarini örter,"
..."Ey güzeller güzeli olan Allah ve güzeli seven Allah; Askini bize sun. Askinla kalplerimizi nurlandir.Yüzlerimizi sürurlandir, bize askini tattir, cemalini göster. Her taraf senin cemalinden baska birsey degildir. Ama cemalinden hicabi gider ki görelim; sana erelim, seni bulalim, seninle bulusalim, mazhar-i zat olalim, seviselim Seninle ya Rab! Sen istedigini istedigne verir, istedigini istediginden alirsin. Galip Sensin, bu alemde Müstakil ile Malik gene Sensin. Seni zikredeni sen zikredersin.Seni seveni Sen seversin. Sana yürüyerek gelene, sen kosarak gidersin, istegini verirsin,mahrum etmezsin. Biz kul iken evimize gelene ikram ederiz, Sen padisahlar padisahisin; Rahmansin, Rahimsin, Gaffarsin, Cemilsin, Latifsin...Hasa! Senin kapina iltica edeni kapindan bos çevirir misin? Elbet çevirmezsin. Ya Rab! Kapina geldik. Boyunumuzu büktük..Insanligi tevhid altinda cem eyle. Adaveti, gider,düsmanligi muhabbete çevir. Ancak Kadir olan Sensin. Sana açilan elleri, Seni zikreden dilleri Seni seven gönülleri mahrum etmezsin. Kapina geldik, boyunumuzu büktük, elimizi açtik... Ey Sevgili! Ey Mahbub! Ey Maksud! Ey Allah! Bizi Askinla taltif et. Basimiza muhabbet tacini, kalbimize ask ilacini, gönlümüze askin tacini baz et ve gönlümüzden askini çikarma. Ask bizim rizkimiz. Onsuz yasayamayiz. Bizi mahrum etme ya Rab! Bizi kapindan mahrum çevirme! Amin.
- Amin!"
"- Hilkat itibari ile ve ailemin de dindar bir aile olmak münasebetiyle, babamin vefatinda babanmin arkadasi olan bir mürside babam beni vasiyet etti. O zatin terbiyesinde yetistim.Alti yasindayken Kur'an-i Kerim'i okumasini ögrendim.Yedi yasina vardigim vakit daha birçok sureleri ezberledim bu arada da o zat-i akdes'in yani mürsidim olan o zatin terbiyesini gözlerimle görüyor onun bana yapmis oldugu muameleden ders aliyordum fakat bu ders aldigimin farkinda degildim.Kur'an-i Kerim lisan bakimindan fesahat belagat bakimindan arapçadir,arabi lisandir fakat mana bakimindan Allah'cadir.Bütün kütübüs semavi yani semavi kitaplar da ayni durumdadir.Zahirde lisanen, fesahat, belagat bakimindan ibranicedir mesela Tevrat fakat mana bakimindan Allah'cadir,Incil de böyledir. Allah ile aralari iyi olanlar semavi kitaplari anlayabilirler, eger kalplersinde Hak korkusu Hak muhabbeti olmazsa o kitaplar onlara söylemez.Bu kitabi da ögrenmek için biraz o lisandan çalismak lazim geliyordu, arapçaya çalistim.Bir taraftan da medeni mekteplere devam ediyordum.Bu aralik askeri mektebe girmeyi tasavvur ettim,düsündü.Annem beni asker yapmak istiyordu.Zira sülalemiz iki tarafa yürüyordu; ana tarafim seyhti,Halveti seyhiydi Bulgaristan,Yanbolu vilayetinin Halveti seyhi Seyyid Hüseyin Efendiydi.Bulgaristan,Osmanli Imparatorlugu dahilinde iken dedelerimiz orada halki irsad etmislerdi.Baba tarafim da askerdi.Annem beni asker yapmak istiyordu çünkü fakir haldeydik,bu aralik karsima bir efendi çikti, bu efendi anneme rüyada göründü dedi ki. "Bunu asker yapma bunu manevi asker yap." Ve bu zat benimlen mesgul oldu;ben dersten kaçsam,çocukluk hasebiyle, beni kovalar,beni takip eder ve beni bulur, muhakkak surette gündüz ve gecede mutlaka birsey bana ögretmeye çalisirdi.Zaten benim terbiyemle mesgul olan zat ölmüstü.Bu zat benimlen mesgul oldu ve bana arapçayi,Kur'an 'iin manasini ve hadisleri talim etti ve Ibn-i Arabi'den kitaplar okuttu. Gecelerden bir gece bir rüya gördüm,o rüya içerisinde bir zat-i mübareki gördüm fakat ben bu zati hiç tanimiyordum.Ertesi günü bu zat benim ticarethanemin önünden geçti.Ben o zati görünce, "Bu adami ben bu gece rüyamda gördüm, bunda bir is var dedim fakat dedim ki eger bu bir manevi bir bagliliksa, o zat bana müracaat etsin ." Bu niyeti yaptim.Iki gün sonra gene bir rüya gördüm gene ayni zati gördüm.Iki gün sonra baska bir rüya gördüm,gene o zat benim dükkanim önünden geçti.Gene dedim ki bu zata ben teslim olmayacagim ancak o bana gelip müracaat ederse teslim olacagim.Sonra o zat asagi dogru gidiyordu, ben dükkanin camindan onu takip ettim,dükkandan iki yüz adim kadar ayrildiktan sonra durdu ve ters yöne döndü, dükkanima geldi, dükkanimdan içeri basini soktu, Hala iman etmeyecek misin diye bana söyledi. Derhal ellerine yapistim ve onu dükkanima aldim ellerini öptüm bana inabe etti yani beni dervislige kabul etti. Artik nazariyle gördügüm dersleri Ilm-el Yakin, Ayn-el Yakin, Hakk-el Yakin görmeye basladim.Insanlarin ne gizli bir hazine oldugunu nice, Allah'in esrariyla yüklü oldugunu ögrendim. Bu zatla temasimiz on üç sene gibi bir zaman oldu. On üç sene sonra bu zat göçtü. Tabii benim gibi nice ihvan-i yarani vardi ki ben istihare ettim bunun yerine kim kaim olacak, ona ibtida edeyim diye, beni Nureddin Cerrahi Seyhi Seyyid Ibrahim Fahreddin Efendi'ye rüya aleminde gönderdiler,oraya git dediler. Halbuki Istanbul Kadirhanesi beni oraya halife yapmak istiyordu. Ben rüya alemiyle,mana alemiyle Fahreddin Efendi'ye gittim, dervis oldum.Bir tarafta halife olacaktim,halifeligi, rüyayla oldugu için emirle, maneviyatta gittim Fahreddin Efendi' ye dervis oldum.Bir müddet sonra da seyhimin gördügü seyr-i süluku bende zuhura geldiginden dolayi, seyhim beni hayatindayken kendisine halife tayin etti. Vefatindan sekiz ay evvel postuna beni oturttu. En büyük kerametinden bir tanesi de "Dil agah ile bütün cihanda bilinesin" diye bana dua etti ki, beni bes kitada tanirlar .Duasinin müstecab oldugunu görmekteyim, kerametini riza etmekteyim.
"- Amerika halkinin Allah'a karsi muhabbeti bizi mesrur etti. Hayatimin en güzel günlerini, en güzel demlerini yasamaktayim. Bu zikirlerin insanligi necata götüren bir vasita olmasini Allah'tan temenni ediyorum. Insanlarin birbirine nefretini kaldirmasini, insanlari tevhidte,darlikta, birlikte toplamasini ve tevhid sarabini nus etmelerini Allah' tan niyaz ediyorum."
(Allah iki cihanda beraber eylesin)
*Muzaffer Ozak - Video
http://video.google.com/videoplay?docid=3270291770871921882
http://video.google.com/videoplay?docid=-1957451040544880690