Ekmel olan, Hatırlamak değil, Unutmamaktır. Hatırlamak için, “La Faile İllallah” ayetini okumuş olmak : “…fiillerinizi de yaratan Allah'tır.” [Saffat/96] …Kafi.. Bu yazı çoktan yazılmış bitmiş olduğu halde hala okumaktan anlamaya pek çok Fiil’inin içinde bulunmaktasın. Dolayısıyla Fail’in O olmadığı bir süre de olmamalı. Ekmel olan Hatırlamak değil Unutmamaktır. “Sizi de…yaratan…” [Saffat/96]… “Halik”, “Yaratıcı vasfı (Sıfat) kendisinin bulunan”, “Hallak” ise “ (Fail) Yaratmakta olan” manasınadır. Bu yazıyı yazmış olan, şu okuma anlama, hatırlama, görme Fiillerinin gerçekleştiği sırada yanında değil.. Ve şu yazıyı yazanın sende şu an bu Fiilleri gerçekleştirme Kudret’i de hiç bulunmazken,.. hepsinin Faili olan O Hallak’ı Hatırlamak, hiç Unutmamak, gerçekten çok önemlidir. Ki Kul bundan Gafil olarak “Gayrı bir bulanıklık” ile meşgulken, “O’nun Zikri” Apaydın kesintisiz devam etmektedir. Şu halde Kul için Halik’ı hiçbir an Unutmamak nasıl mümkün olabilir? O’nun Zikrine erişilmez!... Şu var ki biz o Zikir içinde (Yaşam) böylece Halden Hale geçirilirken, acaba hangi Haller içinde, hangi Haller peşindeyiz. O’nu Hatırlatan Haller mi? Unutturan Haller mi?... Arayan, Sefer halindedir. Sefer halinde olan Hareketlidir. Hareketli olan (Şan) ile Sabit olan (Zat) arasında ne büyük bir Fark var!.. Acaba Seferde olduğunu iddia eden gerçekten aradığının peşinde mi? Yoksa o Haller’e dalmış da Aranılanı unutur mu?!..
Senin yanında âşıklar kanatlanır uçarlar,
Gözlerinden ciğer kanı saçarlar.
Ben senin kapında toprak gibi oturmuşum.
Yoksa başkaları rüzgâr gibi gelip geçerler.
Şems-i Tebrizi (ks)
Şu bi Hal olmuş Arayan Şaşkın, acaba Aradığının da Haller içinde olduğunu mu sanıyor ki
O Aranılanı bir türlü bulamamakta…
Biz sevgili ile beraber oturmuşuz da; sevgili nerede deyip durmaktayız...
Mevlana Celaleddin-i Rumi (ks)
Ekmel olan, Hatırlamak değil, Unutmamaktır…