Sayfayı Yenileyerek ya da Başlığa Tıklayarak Arşivde Dolaşabilirsiniz

Eğer O'nun Kelamını duymak istiyorsan..

Allah'ın Kahrediciliğine (Kahhar) ulaşman, senin O'nu kendi nefsinde ne kadar yücelttiğine ve dolayısıyla da ne denli tenzih ettiğine göre değişir. Sen O'nun Nefsini henüz mümkün bir varlık iken (Kemal'e ermemiş) talep etmişsin. Halbu ki O'nun açıkça beyan ettiği gibi hayat ahiret hayatıdır. Ölmeden evvel ölmenin sana vereceği Kemal ise O'na ne kadar Aşık olduğun ile ilgilidir. Sen Tek ve Bir olanın sana özel hitabını talep ediyorsun. Bunu sen ancak kendi nefsin konuşur olduğu için ve Halk da kendi aralarındaki münasebetlerinde yakınlığa böyle erdirildikleri için böyle istiyorsun. Oysa ki konuşmak ya bildirmek için ya da bilmek içindir. Sen bir peygamber değilsin ki sana O bildirmek için Kelam etsin. Ve sen bu talepte olduğuna göre O'nun seni sevdiğini zaten biliyor olmalısın ki neyi öğrenmeyi talep ediyorsun. Eğer Aşıklardan isen Aşıklar konuşmazlar. Sevişirler. Ve Allah'a varmayı taleb eden Aşık isen istediğin şeyin ismi konuşmak değil; Muhabbetullahtır. Muhabbetullah, gündelik hayattaki gibi sese söze konuşmaya köle olmayacak bir sevgiyle bilişmektir. Bu arada O'nu talep ettiğini unutma. Muhabbet değil. Muhabbetullah diyorum. Kahrolasıca! Sebeb ne de bunu okuyorsun ve madem burdayız da niçin kalbinin gözü Muhabbetullahtan gayrıyı seyrediyor? Hem O'nu talep etmişiz ki burdayız! Hem de O'nun Muhabbettini O'ndan Tenzih ediyorsun...Elbette edeceksin Dost'umun Dost'u. Elbette edeceksin. Ne sende ne bende. Şu Kahrolasıca nefsimizdedir noksanlık. Tevhit etmek nasıl zaten Bir olanı Birlemek ise, Tenzih etmen de öylece zaten Subhan ve Kuddus olanı Subhan ve Kuddus olarak bilmek için. Fakat işte bunlar hep nefsin için. Yoksa O zaten Bir'dir ve O zaten Subhan ve Kuddus'tür bilmez misin. O halde bil işte. Bil ki gözün O'ndan gayrıya seyirtmesin. Zaten temiz olmayana temiz değil demekle ne değişir. Kendi nefsine levmedici ol. Başkasına değil. Yüzünü Allah'a dön. Sen Kahrol. Başkasının sözüne bakma. Yoksa Kuddus'u nasıl göreceksin. Ve Sebebini bil. Sebeb O'dur hep bunlara sebeb. Ve O'nun sebebi sensin. O halde sen'i temizle. Elbette senin sebebin O olduğu için, yolunda çok kahredici sesler işiteceksin. Fakat bununla birlikte sen her şeyi hakkıyla duyabilici bir kulak değilsin. Ne dendiğini seziyorsan, asıl şu ayet'e seyirt batın gözünü ..

Tevbe 61: Onların arasında "O her sözü dinleyen bir kulaktır" diyerek Peygamberi incitmek isteyenler var. De ki: "(Evet,) o, sizin için bir hayır kulağıdır". Allaha inanıp müminlere güveniyor; (çünkü) içinizde imana erişenler için (Allahın) rahmeti(nin bir tecellisi)dir o. Ve Allahın Elçisini yerip kınayan o kimselere gelince, (öte dünyada) onlar için korkunç bir azap öngörülmüştür.

Eğer O'nun Kelamını duymak istiyorsan, ilk önce Kelam olunana kulak ver. Nefslerden gelen seslere sözlere değil. Kelamı bil. Sen nasıl zaten temiz olarak duyabileceksin. Kimse ve sen de kemal manada temiz değilken sen Allah'ın nefsinin Kuddus Kelamını nasıl duyabileceğini düşünüyorsun! Hem O Ekber değil mi? Daha belki pek çok sözleri anlayamadığın halde, o Kadim Kelamı nasıl duyabileceksin! Nihai bir varlık kazanmaya layık görülmemiş şu dünya hayatının Mümkün varlığında sen O'nun konuşmasının ne demek olduğunu nasıl bilebilirsin? O halde nefsininki de dahil her söze kulak kesilme! Konuşmalardan tenzih et Kelim'i. Subhan olanın Kadim Kelamıdır idrak edilmesi gereken. Yoksa nasıl Muhabbetullaha varabileceksin?. Sen Subhan Allah'a talip olmuşken yine O'nun için nefsinle ve şu mümkün varlıkla meşgul oluyorsun.

Göklerin ve yerin mülkü O'nundur. (Bütün) işler Allah'a döndürülür. (Hadid-5)

İşleriyle meşgul oluyorsun da..
O'na dönüş ne vakit?..
O'nunla bulunmanın şartı yüzünü O'na dönmek edebi nerede!...