Sayfayı Yenileyerek ya da Başlığa Tıklayarak Arşivde Dolaşabilirsiniz

Bihaber olan Mürtedlere

Fitneye "düşenlerdir" o Fitneyi "çıkaranlar". Putlar var !; o halde o putları kıranlar da var. Eğer Fitneye düşenler olmasaydı Putları kıranların da Varlıkları sezilmezdi anlamıyorsun. "Eğer Allâh dileseydi Onu size okumazdım; Onu size bildirmemiş olurdu!..". Fitneye düşme ki kalbini kırmasınlar. O (s.a.v.), "Ben ancak güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim" dedi.

Senin derdin Cahilliğinden kaynaklanmaktadır. Sen Niçe gibi ancak kendi Halkının Putuna başkaldırmaktasın. O halde haddini bilmeni tavsiye ediyorum. Kendi Putundan haberin olamaz; Aşikar bu. Ne zaman Halk'tan kurtulabildin o zaman bize doğru bir adım attın.

Bizde kendi Putumuzu kırmaktan başka bir iş göremezsin. Bu iş için Halk' (iki anlamda da) tan geri adım atman yeterlidir. Cesaretin varsa gel. Ama ben seni hiç bu yolda göremedim ki dediğimizden haberin olsun.

Hakk'(Gerçek)dan gayrı ne varsa Put'dur Hakikat bu söz. Fakat dikkat et bak biz Niçe gibi HİÇ demiyoruz. Çünkü şimdi anlarsan Hiç'de bir Put kaldı bu yolda. Bu sözlerim bilakis Cahillere. Eğer Put'lar varsa o Putları yıkanlar da var. Benzetmekle de olmaz ! Çünkü seni hiç göremedim Bu yolda.

Toptan olarak Bildirdim ki sürekli gelip "Afedersin birine benzettim de" demiyesin.

Zahmet olmasın sana

"...bir şeyi bilmemek, onun hükmünü açıklamaz..."

Muhyiddin İbn Arabi (r.a.)

İnanmıyan bir gonül, içinde kuş bulunmayan bir kafese benzer.

Abdulkadir Geylani (k.s.)

Geride bırakılan o üç kişinin de (tövbesini kabul etti). Genişliğine rağmen arz onlara dar gelmiş, nefsleri kendilerine dar gelmiş ve (nihayet) Allâh'tan sığınılacak yerin, gene ancak O olduğunu düşünmüşlerdi. Sonra, dönmeleri için (Allâh) onların tövbesini kabul etti. Muhakkak ki Allâh, "HÛ" Tevvab'dır, Rahıym'dir.

Tevbe 118

"...Allah bize ve size hükmünü açıklasın. Bizi kendisini bilmede sabit kadem yaptığı kullarından etsin!..."

Muhyiddin İbn Arabi (r.a.)

Sen şimdi bunları bir Halk savaşçısı olarak Din'i Halk'tan öğrenmiş birisi olarak elbette tam manasıyla anlamıyorsun. Bak durumunu toptan bildiriyorum ki yakamdan düş. Seninle bir işim olamaz yani onu diyorum. Her gördüğün sakallıyı Zeus'a bağlamak senin için geçerli olan birşey. Halkın Zeus'unun Din'ini bilirsin sen.
Ben bizzat O'ndan bahsediyorum. Hem kendini halktan hariç tutarken bunu yapman daha da içler acısı.

Sana iki ayet gösteriyorum şaşırıyorsun ! Aramızda bu manada nasıl bir tartışma olabilir ki. Oysa se bana hep bildiğim şeylerle geliyosun. Bak sana bir şey alıntılıyorum ne anlıyorsun bundan: "...Bu iş pek acayip bir iş..her şey gözden kaybolmada; ama kimsecikler künhüne eremiyor hiç bir zerrenin öbüründen haberi yok..."

Feridüddin Attar (k.s.)

Bu 800 yıl önce yaşamış bir Müslümanın sözü. Söylediği şey ise 800 yıl sonrasında henüz anlaşılmaya başlanan bir gerçeği. Ama sen bua şaşırmıyorsun. Ve sen bana Bilim filan diyorsun. Daha neler neler söylüyorsun ve şaşıracağımı düşünüyorsun. Durum bu yani. Daha sana nasıl izah edebilirim bu senin aramızda var saydığın bağlantının kopukluğunu.

Sen şimdi o sözü Kaptan Kusto filan durumlarına bağlıyorsun. Ama söz asla o tip bir söz değil. Farkında değilsin ki. Benzetiyorsun sadece. Nasıl olabilir ki peki bu aramızda varsaydığın bağlantı?

Zeitgeistler, Şeytan ayetleri, Dokunma yanarsınlar, Firavunlar, İnsanlar filan vardı.. Ne oldu onlar ya ortada görünmüyor..

Dün bi sürü şey vardı bugün yok'lar ne oldu onlara yahu ! Demin kaçtı saat. Nerede bu sesler bu sözler. Ne oluyor böyle bi bişiler var oluyor bi bişiler yok oluyor. Ne iş ? Ne diyorsun sen !

Kendisinin öldükten sonra diriltilecek olmasına şaşıranın binlerce yıllık yokluktan sonra şimdi diri olmasına şaşırmaması ne kadar şaşılası...

Senai demirci

Şimdi sen laflar hazırla Gerçeğe karşı :)

Bugünün özeti olarak, kısacası ben ciddiye alınacak herhangi bir şey görmem sende. Rahat ol. Ben sadece O'nunla ilgiliyim.

Dün perdene Gün perdene
Kurban olayım Aziz Vechine
Ey Subhanım ey Settarım

Ey her şeyi ilim ve rahmet olarak kuşatan! Ey >>alemlerin Rabbi!<<... >>Rabbim!<< Benim dışımı ve içimi başkası kirinden, tavırlarda çakılıp kalmaktan kutsiyetinin zuhuru feyziyle temizle.

Muhyiddin ibn Arabi (k.s.)

Sıfatlarla perdelenmiş olan kişi, ancak sıfat görür. Zatı kaybeden kişidir ki sıfatlarda kalır. Oğul, Allah'a ulaşanlar, zata gark olmuşlardır. Artık onlar sıfatlara nazar ederler mi ?

Mevlânâ Celaleddin-î Rûmî (k.s.)

İrfan sahipleri, hep Allah'ın Zat'ı ile olmaktadırlar; sıfat ve isim tecellilerinin zuhuru olan geçici şeylere uymazlar...

Abdulkadir Geylani (k.s.)

Güneş Ay’a yetişemez. Gece de gündüzü geçemez. Hepsi birer felekte yüzerler.

(Yasin/40)

İnsanlar görecek diye ameli terketmek riyâdır. İnsanlar görsün diye amel etmek
ise şirktir. İhlâs'a sarıl ki ikisinden de kurtulasın.

Fudayl bin İyaz (r.a.)


Nerden çıktın karşıma?
Uçurdun uzaklara
Baharda yazda kış olunca
Uçtum uçtum uç oldum
Bir topacık suç oldum

Ben ben oldum
bizler oldum
Bizden de geçtim hiç oldum
Öldürmedim bak kendimi
Uslandır tenezzül eyle

İnanmayanlar elendiler
Ben hep seni düşündüm
Baharda yazda kış olunca
Uçtum uçtum uç oldum
Bir topacık suç oldum

Sevmeyenler elendiler
Ben hep seni düşündüm
Baharda yazda kışta
Düşün düşün düş oldum
Seni gördüm aşık oldum

Söz : Mazhar Alanson


Ve her şeyin karşıtını yarattık, ki anlayabilesiniz

Zariyat/49


Düşünürsün gönlünle de; ..gözündeki iğne ucundan yaş gelir..


Ruh nur, doğa karanlıktır.

Muhyiddin İbn Arabi (k.s.)

...