Allah şöyle buyurur: “Onunla karşılaştıklarında sözleri selam olur.” (Ahzap: 44) Yani, (kul ile Allah arasında) karşılaşma gerçekleştiğinde, kul karşılaşmadan sonra bir daha asla bedbaht olmayacağı esenlikle müjdelenir. Allah’ın öyle kulları vardır ki, dünya hayatında kendisiyle karşılaşır ve selamla müjdelenir.
Öyle kulları da vardır ki, öldüklerinde Allah ile karşılaşır.
Bazı kulları ise diriliş vaktinde, bazı kulları çok sayıdaki kıyamet duraklarının birinde Allah ile karşılaşır.
Bazı kullar ise, cehenneme girdikten ya da cehennemde azap gördükten sonra Allah ile karşılaşır.
Kavuşma gerçekleştiğinde, Allah kulunu ‘selam’ diyerek selamlar. Dolayısıyla insan bu kavuşmanın ardından bir daha bedbaht olmaz.
Bunun üzerine, selam kavuşmaya bağlanmış, kavuşmadaki derecelerin (veya yerlerin) farklılığı nedeniyle özel bir vakit (ve yer) belirlenmemiştir. Allah’a kavuşacak son kişi, özel olarak Allah’ın varlığına inanan kişidir. Çünkü Allah ayette ‘müminlere’ (Allah müminlere karşı merhametlidir, Ahzap:44) demiş, sınırlamamıştır. O sınırlamadığına göre biz de sınırlamayız.
Muhyiddin İbn Arabi (k.s.)