"...Hak,sonsuz sayıdaki Güzel İsimleri’nden dolayıdırki,bu İsimleri’nin aynlarını görmeyi diledi.Çünkü bir şeyin kendini kendinde görmesiyle,kendini kendine ayna olabilecek bir başka şeyde görmesi aynı değildir:Kendini aynada görmek,bakılan yerden yansıyan bir suretin zahir olmasıyla olur.Bu(yansıyan)suretin kendisine zahir olması için,bu yerin(aynanın) olması ve kendisinin bu yere tecelli etmesi gerekir..." *
"...Hükümler birbirinden farklı olsa da, ayn birdir; ve durumun böyle olduğunun bilinmemesi söz konusu değildir, çünkü Hakkın sureti olan insan, kendi nefsinden durumun böyle olduğunu (yani, söyleyen ve işitenin bir olduğunu) bilir..."
Muhyiddin İbn Arabi (k.s.)
* Hazret ilk sözünde Ayna Misalinin Allahın Zatı hakkında aslında yetersiz olduğunu belirtirken (Mutlak Tek oluşunu) , İnsan'ın bunu yapamamasına ( İmkansızlık/ veya (Zihninde) yaptığında parçalanacağı / Helak ) işaret ederek Vuslat'ı Şirkten temizliyor.
Yani bu bağlamda olarak bir başka anlatımla: "Vuslat (Vahdet)" ancak "İnsanın kendi varlığnının kendi nefsine dayanmadığını farketmesiyledir" demektir.
http://yunuscomlek.blogspot.com.tr/2016/03/tasavvuf-ayn-ayna-ayan-sabite-guzel.html