Bir şeyi yapamamak ile yapmaya yeterince azmetmemiş olmak farklıdır. Hastalık boyutunda ele aldığımızda bir şeyi gerçekleştirememek o şeyin gereklerinin bizde gerçekten olmaması demektir. Örneğin Akıl hastalığı varsa (Delilik) sorumluluk yoktur. Fakat gerekler (Akıl / Bilgi (ilim) / Ruhani kuvvet/ Himmet (doğruluk)) varsa sorumluluk kalkmaz sonuna dek azim istenir. Bu durumda Aşırı takıntı durumları Delilik veya Sakatlık gibi (namazı vücuduyla kılamamak) kesin olan sorumluluk kaldırıcı hastalıklardan değildir. Yani Hastalık denmesi o şeyin gerçekten sorumluluk kaldırıcı bir Hastalık türü olduğunu kanıtlamaz. İslamda o hastlaık sayılan şey Vehim ismiyle geçer. Aşırı olması hiçbirşey değiştirmez. Zaten İslamın gerekleridir Vehim'i ortadan kaldıracak olan.. Yani Batıl inançların Hakk olan bilgi ile yer değiştirmesi. Bu İslamda var olan en basit sorumululukları yerine getirmek ve Hak İlmine samimiyetle yönelmek kabul edici olmakla gerçekleşir.
Seyri süluk ise burada Vehim konusunda ayrı ele alınması gereken bir alandır. Çünkü Farz bir sorumluluk değildir. Herkesin Allah'a Yakınlardan olamayacağı Kader ile Sabittir.
Burda anlaşılması gereken, insan sözü ile değil Hakk ilmine göre bakıp, Hastalık kavramından Vehim kavramına intikal etmek gerektiğidir. Vehim için şöyle güzel bir örnek var :
"...Vehmin tasallutuna uğrayan adamın durumu, iki yüksek duvarın üstüne bir karış enindeki tahtayı koyup bir duvardan diğerine geçmek isteyen şahsın haline benzer.
Bu adam iki duvar arasına koyduğu tahtanın üstüne çıktığında altına bakar ki çok yüksekte olduğunu anlar. Ve hep hayâlinde şimdi düşerim diyerek hayâl kurar...
Artık öyle bir hâle giriftar olur ki o yükseklikten yere çarpı verir. Halbuki bu adam daha önceleri bir parmak kalınlığındaki bir nesnenin üstünde o yüksekliklerde yürürdü. Ve onun düşmesi vakî değildi. Vehim, olmamış bir şeyi olmuş gibi kabullenmektir. Bu adam mevhum düşmeyi hayâline sokup sonunda gerçekleştirdi.
Müridlere araz olan hallerde bu bölümdendir..."
Muhyiddin İbn Arabi Hazretleri (k.s.)
(Allah'ın Selamı üzerine olsun)
Şöyle diyebiliriz. Vehmin geçiciliği karşısında kalpte İman sabittir.
Nefsi mücadele İmana dayanır. İman Hakk ilmi ile parlar. Vehim Nefstir.