Allah'la "Konuşmak" mı ! Her şeyi Bilen'le nasıl Konuşulur ki ?! Allah OKUmaz ! Bilir ! Nefsine böyle bir Arzu geldiyse, Konuşmak değil, Muhabbetullah'tır o. Ki İbrahim'e (a.s.) "Ne o İnanmıyor musun ?" diye Muhabbet'den sordu. Yoksa Diriltebileceğine İnandığını elbette Biliyordu ! Fakat İbrahim a.s. da İlim Arzusu vardı. Dost'u hakkındaki Cehaletini Kabul etmişti ! O'nu Biliyor, aynı zamanda Neyi Nasıl Yaptığını da Bilmek; O'nu daha çok Tanımak istiyordu. Demek ki İnsan başında da sonunda da İlim'e Muhtaç ! Fakat önce Nefsini Bilmeli İnsan ! Yani Cehaletini demek istiyorum ! Ve ki İlim'in bu Kuşatıcılığını ! Çünkü Kalbi başka türlü nasıl Mutmain olacak ?! Her şeyi Bilenle nasıl Konuşulur ki !..
Bu
yazdığımda vurguladığım "İlim" dir, Sülukdaki "İlmel Yakin" değil ! Biz
"İlim"den bahsettiğimizde Cüz olan İlim'den değil "Zat-i"olan
İlimden bahsediyoruz. Huzuri olan İlim değil. Yani "Ama", "Ahir",
"Tecelli" vs diye ayrı ayrı değil, bütün
olarak "İlim". Yani burdaki dikkat etmen gereken şu gibidir : Allah İsmi
Kimine göre İsimlerin İsmidir, kimine göre de Zatın İsmidir ki Biz Zatın
İsmini kastediyoruz. Doğrusu da budur ! Muhyiddin İbn Arabi (k.s) da görülen "İlim" de böyledir ! "İlmel Yakin"deki "İlim" değil. İbrahim (a.s.) için ilgili ayetlerde
"Sülukdaki İlmel Yakin" geçerli olmaz. Yazımı Dikkatli incele.. "Muhabbet"
bu Ayetlerde nasıl bir Mümin için Aynı olmazsa "İlim"de aynen öyle
"İlmel Yakin" olan İlim olmaz..
Yani daha kolay şöyle izah
edeyim: Yükselişteki Süluk değil.. Dönüşteki Suluk değil.. Bu Ayrım
artık ortadan kalkmış olan Duruştaki İlim.. Zat-i İlim..
Aşık'ı Putperest'ten ayıran, İlim'dir.. Fakat sen dersen ki: ' İlim değil, Hakk Ayırır ' .. İşte bu "Yerinde" bi söz olmaz.. Çünkü Hakk'ın Bilmesi, Görmenin Aynıdır.. Fakat O, Görme olmasa da Bilir. Ama Bilmemesi Noksanlık olurdu. Alim İsminin/ İlim Sıfatının Zat'ı Cihetinden Zıt'dı yoktur. "Ve Allah sizi analarınızın karınlarından öyle bir halde çıkardı ki hiç bir şey bilmiyordunuz..." (Nahl 78) O, Subhan'dır. Halbu ki Hakk için Görmemek olabilir. Ve O'na Noksanlık getirmez bu. Çünkü O'nun, Görülecek, Kayıtlanacak Asli Sureti yoktur. "..Beni asla göremezsin.." (Araf 143) Ama Bilmemek Mutlaka Noksanlık olurdu; oysa O Kendisini Mutlaka Bilir. Aşık'ı Putperest'ten ayıran, İlim'dir.. Bak, Görmek ile Bilmek farkı.. Biliyor, ve Bilebiliyorsan..