Şimdi sen Sanat Eserine Hayran olmayı bırak da o Sanat Eserinde O Sanatçının BizZat Ruhunu görmeye bak.
Bir esere baktığında sen suret'i değil sanatçının sıfatını; Sanat'ını görmektesin.
Şimdi sen Sanat Eserine Hayran olmayı bırak da o Sanat Eserinde O Sanatçının BizZat Ruhunu görmeye bak.
Bir esere baktığında sen suret'i değil sanatçının sıfatını; Sanat'ını görmektesin.
Eser'i ve Sanat'ı geçip Sanatçı'nın Ruhunu gör.
Çünkü İnsan kendisinin Eseri, Sanatı, Sanatçısı değildir !
Kendisi bir Eser'dir, Suret'tir, Sanat'tır.
Halk Sanatçıyı önemsemez. Sanat'ı sever, İşe bakar, Çıkarına bakar; Sanatçıya Nankördür.
Sanatçı ile ilgilenmez ! İnsan'dır O ! Nankördür !
Ahir zamanda bir çok Cahilin O'nun ismini küçük a ile başlatıp bütün gün "İnsan" demesi bu nankörlük sebebiyledir.
Ki sen onların sözlerine bakarsan Veli zannedersin. İlim kokusu alırsın. Halbu ki durumları aşağıdadır. "İlla Allah" sözünden dahi haberleri yoktur. Nerede kaldı "La İlahe İlallah" !
Hal ile hareket ederler. İlimleri de işte böylece Eser'dir; yani Suret'tir.. En çok Sanat'dır; hani Sıfat'dır ?..
Asla Sanatçı değildir, Zat değildir !
Hal, yani çıkarları zevkleri ile, işleri güçleri izah ettiğim şekilde "İnsan"ladır.
"Allah" ile değil. Çünkü Eser'de, Sanat'da Sanatçının Ruh'unu göremezler. İlimleri yoktur !
Ruh'larına soyunmamışlardır ! Ki Sırrı ve Sırrını bilsinler !
"...Bu manayı daha iyi anlatmak için İbn-i Abbas’ın (RA) bir açıklamasını anlatmak yerinde olur. Önce bir avet-i kerime meali: - “Allah (CC), yeryüzünde olanların hepsini hizmetinize verdi.” Bu ayetin tefsirinde İbn-i Abbas (RA) şöyle der: - “Her şeyde Allah’ın (CC) isminden bir tanesi vardır. Ve her şeyin ismi Allah’ın (CC) ismidir. Sen ise, o isim ve sıfatların içindesin. Dışta olanlar onun kudretiyle olur. İç alemde olanlar onun hikmetiyle olur.” Allah (CC), Zatını sıfatlarla gizlemiştir. Sıfatını da işlerle örtmüştür. İlim, irade ile olur. İrade ise, hareketlerle ortaya çıkar. Sanat, yapanı sakladı. Sanat irade ile belirdi. O (CC) gizliliği içinde saklıdır. Nimetleri yeryüzünde zahirdir. Kudreti açıktır. Hiçbir şey O’na (CC) benzemez. O (CC), görür ve işitir.”..."
Abdulkadir Geylani (k.s.)
O Sanatçının Vücudu yoktur; Sanatını bir beden gibi örtünmüştür ki Ruhu Ruhlarına görülebilsin.
Sırlara bürünmüştür ki O'nu sevenler O'na kavuşsun.
Suret'ten Hal'den Sıfat'tan geç de, O Zat'ın Ruhunu, Suretinde Halinde Sıfatında Eserinde görmüş ol !
Bil'miş ol !
Yoksa işte ! Uydurmadır işin "İnsan" !
Bir esere baktığında sen suret'i değil sanatçının sıfatını; Sanat'ını görmektesin.
Eser'i ve Sanat'ı geçip Sanatçı'nın Ruhunu gör.
Çünkü İnsan kendisinin Eseri, Sanatı, Sanatçısı değildir !
Kendisi bir Eser'dir, Suret'tir, Sanat'tır.
Halk Sanatçıyı önemsemez. Sanat'ı sever, İşe bakar, Çıkarına bakar; Sanatçıya Nankördür.
Sanatçı ile ilgilenmez ! İnsan'dır O ! Nankördür !
Ahir zamanda bir çok Cahilin O'nun ismini küçük a ile başlatıp bütün gün "İnsan" demesi bu nankörlük sebebiyledir.
Ki sen onların sözlerine bakarsan Veli zannedersin. İlim kokusu alırsın. Halbu ki durumları aşağıdadır. "İlla Allah" sözünden dahi haberleri yoktur. Nerede kaldı "La İlahe İlallah" !
Hal ile hareket ederler. İlimleri de işte böylece Eser'dir; yani Suret'tir.. En çok Sanat'dır; hani Sıfat'dır ?..
Asla Sanatçı değildir, Zat değildir !
Hal, yani çıkarları zevkleri ile, işleri güçleri izah ettiğim şekilde "İnsan"ladır.
"Allah" ile değil. Çünkü Eser'de, Sanat'da Sanatçının Ruh'unu göremezler. İlimleri yoktur !
Ruh'larına soyunmamışlardır ! Ki Sırrı ve Sırrını bilsinler !
"...Bu manayı daha iyi anlatmak için İbn-i Abbas’ın (RA) bir açıklamasını anlatmak yerinde olur. Önce bir avet-i kerime meali: - “Allah (CC), yeryüzünde olanların hepsini hizmetinize verdi.” Bu ayetin tefsirinde İbn-i Abbas (RA) şöyle der: - “Her şeyde Allah’ın (CC) isminden bir tanesi vardır. Ve her şeyin ismi Allah’ın (CC) ismidir. Sen ise, o isim ve sıfatların içindesin. Dışta olanlar onun kudretiyle olur. İç alemde olanlar onun hikmetiyle olur.” Allah (CC), Zatını sıfatlarla gizlemiştir. Sıfatını da işlerle örtmüştür. İlim, irade ile olur. İrade ise, hareketlerle ortaya çıkar. Sanat, yapanı sakladı. Sanat irade ile belirdi. O (CC) gizliliği içinde saklıdır. Nimetleri yeryüzünde zahirdir. Kudreti açıktır. Hiçbir şey O’na (CC) benzemez. O (CC), görür ve işitir.”..."
Abdulkadir Geylani (k.s.)
O Sanatçının Vücudu yoktur; Sanatını bir beden gibi örtünmüştür ki Ruhu Ruhlarına görülebilsin.
Sırlara bürünmüştür ki O'nu sevenler O'na kavuşsun.
Suret'ten Hal'den Sıfat'tan geç de, O Zat'ın Ruhunu, Suretinde Halinde Sıfatında Eserinde görmüş ol !
Bil'miş ol !
Yoksa işte ! Uydurmadır işin "İnsan" !
