Sayfayı Yenileyerek ya da Başlığa Tıklayarak Arşivde Dolaşabilirsiniz

“Falan yakınlık kazandı veya uzaklaştı.”


Acaiptir, bir mümine yakışmaz, ama yine de söyler:

- “Falan yakınlık kazandı veya uzaklaştı.”

- “Falana dünyalık verildi veya iflas etti.”

- “Şu adam zengin oldu veya fakirleşti.”

- “İşte şu adam var ya, o büyüdü yahut küçüldü.”

- “Şu insanı görüyor musun? İşte o dillere destan oldu yahut unutuldu.”

Daha bunlar gibi birçok sözler. Hepsi dedikodu cinsinden. Bu sözler, bir iman
sahibinin ağzında iyi olmuyor; yakışmıyor. Herkesin kendine has bir karakteri ve
yolu vardır. İman sahibinin de bir yolu olmalıdır.

Abdulkadir Geylani (k.s.)


"…Onu niçin bu kadar yükseltiyorlar? Ben şundan korkuyorum ki, bu saatte sen ayrılık eleminden gafil, şefkat gölgesinde hosça uyumaktasın. Öyle bir hareket yapıyorsun ki, şefkat sona ersin. Sonra da bu hali rüyada görüyorsun, ama Şeyhi görmüyorsun. Çünkü Şeyhi görmek onun isteği olmadan mümkün değildir; ne rüyada, ne de uyanıkken onu göremezsin…"

"…O (filan) Şeyh diyordu ki: “Filan şeyhin güzel kokusu, Allah kokusundan da üstündür.” Dedim ki: “Bu koku belki senin karından ve onun oynaşından geliyor.” Bu ne eşektir ki, eşekliği yönünden söylemiştir…"

"…Bana yaraşan, zahirde bizim hayatımızdaki dostluk ve kardeşlik hangi yolda ise onu korumaktır. Yoksa şeyhlik müridlik gibi ilişkiler hoşuma gitmez. Hani, üstatlığı da şakirtliği de yere batsın, derler. Bize bir söz söylemek isteyen kimse de bizim gibi olmalıdır. Böyle açık söylemelidir. Bizim veliliğimiz bahsinde bundan incinirler. Onlara, eşek, diyen zavallı taklitçi eşektir. Simdi bana kendinden bir fazilet, bir üstünlük veriyorsun. Ben onu söylemiyorum. Benim önümde bu böyledir. Sözü yorumsuz ve açık söylüyorum. Aramızdaki ayrılığın bir sebebi varsa budur ancak. Ama o zaman sen beni anlamıyorsun! Halbuki ben buraya bir şeyler öğretmeye geldim…"

Şems-i Tebrizi (k.s.)


Kuşumdan nasıl haber vereyim sana?
Ankâ ile yaşar hep, gitmez bir yana.
Ankâ diye ismini duymuş insanlar,
Kuşumun isminiyse, hiç bilmez onlar!

İmam-ı Rabbani (k.s.)