Sayfayı Yenileyerek ya da Başlığa Tıklayarak Arşivde Dolaşabilirsiniz

Ey evlat

Allah'ı tevhid etmiş olan bir iman sahibi için ana, baba, ev halkı, dost, düşman, mal, şöhret ve herhangi bir şeye güvenmek yoktur; onun için cümle eşya yokluğa gömülüdür. Bu hâli benliğine sindiren zât, Hakk'a dayanır ve O'nun iyiliğine güvenir. Ey altınına ve gümüşüne güvenen, yakında onlar elinden çıka­cak, sana cezası kalacak. Onları harcadığın yerler sorulacak. Onlar vaktiyle başkasının elindeydi, sonra sana geldi. Sebebi, onları Hak yo­la sarf edesin; Mevlâ'nın yolunda sana yardımcı olsunlar. Hâlbuki sen, onları özüne put kıldın.

Abdulkadir Geylani (k.s.)

"Seni sert bir elle yola getiriyorum. Münafık dili ile değil."

Abdulkadir Geylani (k.s.)

“…Ey evlat, önce nefsine öğüt ver, onu yola getir, sonra da baskalarını... Senin henüz ıslaha muhtaç hallerin var, bunu sen de biliyorsun. Bunu bildiğin halde baskalarının islâhı ile uğrasma yolunda nasıl basarılı olabilirsin? Gözlerin bir adım öteyi görmüyorken körleri neyle yola getirme sevdasındasın...”

Abdulkadir Geylani (k.s.)

Ey evlat! Allah yoluna girmek için iman sahibi olman lâzım. Orada sebat için de ikana (Kesin Biliş) sahip olmalısın. Fakr aynasını al, hâline bir bak. O aynada sana ve diğerlerine ait ayıbı görme hassasını Allah'tan dile. Sana her şeyi bildiriyorum. Halkı ve Hâlık'ı anlatıyorum. Şer, yaratılmışların yanındadır. Hayır, Allah katındadır. O'na göre şer yoktur. Allah’ım, bizi yaratılmışların şerrinden koru. Dünya ve âhirette senin hayrını ver.

Abdulkadir Geylani (k.s.)