Sayfayı Yenileyerek ya da Başlığa Tıklayarak Arşivde Dolaşabilirsiniz

Anarsam Tek, Müstağni olan diye Anlarsın kimden söz ettiğimi..

İnsanın sevindiğinde veya üzüldüğünde gözlerindeki iğne ucu kadar yerlerden yaşlar boşanması...

Bunun "Nasıl"ını açıklayıp tatmin olup konuyu kapatmak büyük bir Cahillik ve Ahmaklık değil de nedir. O göze görünmeyen, elinde olmadan geliveren Hissettiğin Duygular, Madde'ye tesir ediyor.


Sayısız yıldızları bağrına basmış olan gökyüzü, hudutsuz ve çok büyük olduğu halde Allah'ın kudreti etrafında bir değirmen taşı gibi döner durur.

Mevlana Celaleddin-i Rumi (k.s.)


Şimdi sen, Kainatı, Alemi mi görüyorsun..


Hırs atını yıldızlara doğru sürmüşsün, onlara dair bilgiler elde ediyor, mesafeler ölçüyor, yeni yeni yıldızlar keşfediyorsun da, kendini keşfedemiyorsun. Meleklerin secde ettikleri adamı tanımıyorsun...

Mevlana Celaleddin-i Rumi (k.s.)


Herşey müftekir(Muhtaç/Fakir);
müstağni olan yok...
Durum budur, sözün gerçeği
Anarsam Tek, Müstağni olan diye
Anlarsın kimden söz ettiğimi
Herşey birbirine bağlı, kaçacak yer yok
Öyleyse anlayıver sözlerimi...

Muhyiddin İbn Arabi (k.s.)


"Keşke cennetine (bağına) girdiğinde 'maşâAllâh {Allâh dilemesinin meydana getirdiğidir}; la kuvvete illâ Billah {bende açığa çıktığı görülen} kuvvet sadece Allâh'a aittir', deseydin. Gerçi sen beni, zenginlik ve evlatça kendinden düşük de görüyorsun."

Kehf 39



http://jonasclean.blogspot.com/2011/04/varlk-tasavvuf-felsefe-seylerin.html

http://jonasclean.blogspot.com/2011/11/ve-birseyin-suretine-de-kendisi-denemez.html



Kim insanlardan bir şey istiyorsa, Allah (c.c.) Hz.lerini tanımadığı için istiyor. İmanı, marifeti ve yakini zaif olduğu için istiyor.

Abdulkadir Geylani (k.s.)




“Ey Gavs-ı Â’zam! Kim ilimden sonra Ben’den rü’yeti (Beni görmekliği) isterse, hakikat o, rü’yet ilmiyle mahcûbdur, yani rü’yet ilmi ara yerde perdedir. Kim de rü’yetin ilimden başkası olduğunu zannederse, hakikat o, RÜ’YETULLAH ile aldanmıştır.”

Sonra Rabbim buyurdu ki:

— Ey Gavs-ı Â’zam! Beni gören kimsenin, artık her hâl ve kârda sormaya ihtiyacı kalmaz. Beni görmeyen kimseye ise, sormak fayda vermez. Böylesi söz yönünden perde arkasında kalmıştır. Yani söz, onunla rü’yetullah arasında perde olmuştur.

Abdulkadir Geylani (k.s.)

‎" Bütün ihtiyaçlarınızı Allah'tan isteyin, hatta ayakkabı bağınızı bile !..."


s.a.v.


İnsan ilk başta nefsine bakmalı; yapılışını incelemeli. Kainatta mevcut olan
harikalara göz atmalı. Onları bir bir tetkik etmeli. Bundan sonra Yaradanın (CC)
varlığını istidlal eylemeli. Çünkü kainatta bulunan bütün varlıklar Allah’a (CC)
götüren birer yoldur. O’nun (CC) kuvvetini, kudretini belirten birer hikmettir.

Güzel iş daima iyi bir ustaya delildir.

Bu manayı daha iyi anlatmak için İbn-i Abbas’ın (RA) bir açıklamasını anlatmak
yerinde olur.

Önce bir avet-i kerime meali:

- “Allah (CC), yeryüzünde olanların hepsini hizmetinize verdi.”

Bu ayetin tefsirinde İbn-i Abbas (RA) şöyle der:

- “Her şeyde Allah’ın (CC) isminden bir tanesi vardır. Ve her şeyin ismi Allah’ın
(CC) ismidir. Sen ise, o isim ve sıfatların içindesin. Dışta olanlar onun kudretiyle
olur. İç alemde olanlar onun hikmetiyle olur.”

Allah (CC), Zatını sıfatlarla gizlemiştir. Sıfatını da işlerle örtmüştür. İlim, irade ile
olur. İrade ise, hareketlerle ortaya çıkar. Sanat, yapanı sakladı. Sanat irade ile
belirdi. O (CC) gizliliği içinde saklıdır. Nimetleri yeryüzünde zahirdir. Kudreti
açıktır. Hiçbir şey O’na (CC) benzemez. O (CC), görür ve işitir.”

Abdulkadir Geylani (k.s.)


‎"...Allahım Zâtında iyi edepli olmayı bize nasip eyle. Hele seçme kullarına karşı edebimizi hiç bozma. Sebeplerle ilgilenmek ve onlara dayanmak hâlini bizden uzak kıl. Tevhid hâlimizi senin için sabit eyle. Sana tevekkülümüz tam olsun. Seninle zengin olalım. Her derdimizi sana açma duygusunu bize nasip eyle..."

Abdulkadir Geylani (k.s.)

Allah’ım, duygularımızı itaatinde kullan. Kalplerimizi marifet nurunla doldur. Hayatımız boyunca yolunda kalmak için bizlere ba­şarı ihsan eyle! Bizleri geçmişteki iyilere kat. Onlara verdiğini bi­ze de nasip et. Onlara zatını vermiştin; bize de ver!

Âmin!

Abdulkadir Geylani (k.s.)


Beni andığı zaman onunla beraberim. Kulum beni kendi nefsinde anarsa ben de onu kendi nefsimde anarım...

Kudsi Hadis


Geride bırakılan o üç kişinin de (tövbesini kabul etti). Genişliğine rağmen arz onlara dar gelmiş, nefsleri kendilerine dar gelmiş ve (nihayet) Allâh'tan sığınılacak yerin, gene ancak O olduğunu düşünmüşlerdi. Sonra, dönmeleri için (Allâh) onların tövbesini kabul etti. Muhakkak ki Allâh, "HÛ" Tevvab'dır, Rahıym'dir.

Tevbe 118